İZTO Kasım Ayı Olağan Meclis Toplantısı, İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz’ın yönetiminde gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Özgener, dünya ve Türkiye ekonomi gündemi hakkında değerlendirmelerde bulundu. 2025’in ekonomik şartları zorlayan bir yıl olacağını belirten Özgener, “Yeni yılda ekonomik gelişmelerde belirleyici olabilecek yurt içi ve yurt dışında birbiri ile bağlantılı birçok konu var. Öncelikle bizi etkileyebilecek en önemli konu, bölgemizdeki jeopolitik gerginliklerin gidişatı olacak. Amerika Birleşik Devletleri’nin yeni yönetim altında izleyeceği dış ticaret politikası da; hem ülkemizi, hem de birçok ülkenin dış ticaret hacmini orta vadede etkileyebilecek kadar önemli olan bir diğer konu. Trump’ın başkanlık döneminde kilit görevler üstlenecek kişiler Türkiye ile ilişkilerde çok belirleyici olacak. Bu nedenle, dikkatli bir politika izlenerek iki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin yeniden canlandırılması, ticaret hacmi ile ilgili olarak daha önce konulan hedefler doğrultusunda çaba gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
“Öngörülebilirliğe ihtiyaç var”
Ekonomik şartları zorlayan koşulları aşmak için öngörülebilirliğe ihtiyaç olduğunu vurgulayan Özgener, “2025 yılının şirketlerimiz açısından yönlerini belirleyecek en önemli konunun da, enflasyonun gidişatı ve para politikasının sıkılığı olacak diyebiliriz. Sinsi ve inatçı bir ekonomik hastalık olan enflasyonu sadece tek bir ilaçla tedavi etmenin mümkün olmadığını ve aynı anda çok farklı tedavi yöntemlerinin kullanılması gerektiğini her zaman ifade ediyoruz. 2024 yılında açıklanacak olan son enflasyon verisi olan Kasım verisi, Aralık’taki Para Politikası Kurulu’nun faiz kararı ve asgari ücret artış oranının kritik önemde olacağını analiz ediyor, ortaya çıkan sonuçların ihtiyaç duyulan öngörülebilirliği sağlamasını ümit ediyoruz. Bu bağlamda öncelikli olarak enflasyon, para politikası ve iş dünyamıza etkisi hakkında görüşlerimi paylaşmak istiyorum” dedi.
“MB temkinli bir iyimserlik içinde”
Politika faizinin piyasa beklentilerine paralel olarak yüzde 50 seviyesinde sabit kaldığını hatırlatan Özgener, “Böylece; son 8 aydır faize dokunulmamış oldu. Ancak, daha önceki mesajlarından farklı olarak Merkez Bankası’nın enflasyonun gidişatı ile ilgili olarak temkinli bir iyimserlik içinde olduğunu anlayabiliyoruz. Merkez Bankası Başkanı Sayın Fatih Karahan’ın açıklamasına göre, bu sene sonu tahminlerinde üst nokta olarak 1 aylık gecikme, orta nokta olarak ise 3 aylık bir gecikme söz konusu. Eğer tahminler 1-3 aylık gecikme ile de olsa tutturulabiliyorsa, büyük bir gecikmeden bahsetmiyoruz demektir; ancak bu gecikmenin, ya da bu gecikmeye rağmen para politikasında yapılacak bir gevşemenin özellikle fiyatlama davranışları ve beklentiler kanalı ile maliyetinin iyi hesaplanması gerektiği kanaatindeyiz” ifadelerini kullandı.
“Asgari ücret kararı kritik”
İş dünyasının enflasyon probleminden bir an önce kurtulmak istediğini kaydeden Özgener, “Ve son 3 yılda yaşadığı ön görülemeyen maliyet artışlarından kurtulmak istiyor; çünkü fiyat algısının bozuk olduğu ortamda ne iç pazara ne de ihracata yönelik çalışan hiç kimseye bu durum sürdürülebilir bir fayda sağlamıyor. Bu noktada, para politikası kararı kadar, Aralık ayında açıklanacak asgari ücret kararının da, fiyatlama ve beklentiler kanalı ile kritik bir öneme sahip olacağının bir kez daha altını çizmek istiyorum. Ekonomiye ve vatandaşa asıl nefes aldıracak olan, fiyatlar genel seviyesindeki artışların durması ve hatta gerilemesidir. Şu anda ihtiyacımız olmayan tek şey asgari ücretin bir istihdam ve maliyet sarmalına yol açarak ekonomide yeni olumsuzluklara neden olmasıdır. Enflasyonun düşürülebileceği konusunda tüm kesimleri ikna eden politikalar ve kararlar alınması durumunda, fiyatlama davranışlarının düzeleceğine ve ekonomik öngörülebilirliğin artacağına inanıyoruz” dedi.