Bu sadece iki kişi arasında bir çatışma değil; bir internet platformu ile bir toplumun, sosyal medya ile demokrasinin, bir teknolojik milyarder ile bir toplumcu Devlet Başkanının, Starlink ile Brezilya’nın, Yahudi yanlısı olanla olmayanın çatışmasıdır.
Daha yüzyıl kadar önce, 1900’lerde ulusların kaderini ve uluslararası ilişkileri devletler belirliyordu. Devletlerin ekonomilerini ve otorite oluşturma biçimlerini, adına kapitalist ya da kolektivist dediğimiz ‘’rejimler’’ biçimliyordu. Ekonomiler ya piyasacı oluyordu ya devletçi. Otorite oluşturma biçimleri ya demokratik oluyordu ya da otokratik.
Aradan yüzyıl geçti geçmedi, bugün her şey değişti. Artık ulusların kaderini devletler değil, uluslararası şirketler ya da ülkelerin toplam gelirlerinden daha yüksek gelirleri olan genius/dahi girişimciler belirliyor. Bu genius/dahi tipleri Enformasyon Teknolojileri (IT) ortaya çıkardı. Bunlar çoğunlukla ABD’den, Silikon Vadisi’nden fırladılar dünya sahnesine. Dünyanın yeni multi milyarderleri oldular. Ama sadece teknoloji ve ekonomiyle kalmadılar, dünya siyasetini etkilemeye koyuldular.
Bunlardan en bilineni Elon Musk’tır. Elon Musk tahmin edilebileceği gibi kökleri İsviçre’nin Bern şehrine dayanan bir Yahudi. Ailesi oradan ta 1787’de Pensilvanya’ya göçmüş. Elon Musk’a Yahudi sermayesi “Yürü ya kulum!” demiş halen 53 yaşında olan Elon Musk’ın net serveti 334 milyar dolar.
Elon Musk; uzay/uydu interneti (Space X), X (Eski Twitter), Paypal (İnternet ödeme sistemi), Neurolink (Beyin-bilgisayar ara yüzü), OpenAI (Yapay Zeka Şirketi) gibi IT teknolojileriyle uğraşan bir genius girişimci.
Elon Musk’ın el attığı enformasyon sektörüne ve onun temeli olan internete bakarsak görünen manzara şu; internet ağı bütün dünyayı sarmış ve dünyada 5,5 milyar insan yani dünya nüfusunun yüzde 65’i internet kullanıyor. Bilindiği gibi internet dünya çapında bir iletişim ağı. Bu ağ önce karada kurulmuş, karada iletişim ağı ilkin klasik kablolarla örülmüş, sonra ağ fiber optik kablolara dönmüş, ışık hızında veri aktarır hale gelmiş.
Elon Musk; bu hızı yeterli görmemiş, ağı daha ekonomik ve hızlı hale getirmek için uzay/uydu ağına geçmiş. Uzaya fırlattığı 7 bin uydu ile dünyanın her yerine veri aktarır hale gelmiş. Kurduğu Starlink isimli uydu interneti 102 ülkeye hizmet veriyor. Yani internet ağının yeni hakimi Elon Musk olmuş. Dedim ya bu genius girişimciler işi teknolojide ve ekonomide sınırlı tutmamışlar, dünya siyasetine egemen olmaya soyunmuşlar.
Elon Musk da gitmiş, kendisi gibi genius bir siyasi figür olan ve kendisi gibi dünya Yahudilerinden destek alan Trump ile kader birliği yapmış, son ABD seçimlerinde alenen ortaya çıkmış, Trump’ın finansörü ve kader ortağı olmuştur. Giderek Trump’ın dünyada işbirliği yaptığı Hristiyan/Siyonist eğilimli grubun içine girmiştir.
Trump’ın uluslararası siyasi işbirliği grubu aşağıdaki unsurlardan oluşuyor.
Brezilya’da şimdiki Devlet Başkanı Lula da Silva’nın rakibi Jair Bolsanaro, Almanya’da Almanya için alternatif (AfD), İspanya’da Wox, Arjantin’de Havier Milei, Venezuela’da Maria Carina Machodo ve dünyadaki diğer Yahudi yanlısı muhafazakar unsurlar.
Elon Musk; Yahudi politikalarından yana olmayan Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula Da Silva ile çatışıyor. Brezilya 203 milyon nüfuslu, dünyanın 9. Büyük ekonomisi ve en mühimi 165 milyon internet kullanıcısı var. Yani Elon Musk’ın en büyük pazarlarından biri. Trump ve Elon Musk; Brezilya’da Yahudi yanlısı, Hristiyan sağcı Jair Bolsanaro’yu destekliyor. Bolsanaro; 30 Ekim 2020’de seçimi kaybediyor. Darbe girişiminde bulunuyor. Bu girişimden sonra soruşturma açılıyor. Mahkeme Elon Musk’ın Brezilya’daki X platformundan veri talep ediyor. Elon Musk bu talebi yerine getirmiyor ve ‘’X’’ platformuna erişim engeli getiriliyor, dahası Starlink’in Brezilya’daki hisseleri donduruluyor.
Bu arada Gazze katliamları esnasında Silva; İsrail’e karşı soykırım iddiasında bulunuyor, Bolsanaro da; İsrail bayrağını eline alıp meydanlara çıkıyor. Büyük gösteriler düzenliyor. Bütün bunlara rağmen Silva “onurumdan vazgeçmeyeceğim” diyerek, soykırım iddiasını sürdürüyor. Elon Musk, bütün gücüyle Yahudi yanlısı Bolsanaro’nun yanında ve Lula Da Silva’nın karşısında yer alıyor.
Lula da Silva; mahkeme kararlarını destekliyor. Bunun üzerine Musk; açıkça Brezilya’nın ABD’deki varlıklarını dondurtacağı, Silva’yı tutuklatacağı tehditlerinde bulunuyor. Kavgaya Lula da Silva’nın eşi, Brezilya’nın first lady’si Rosengela da katılıyor.
Brezilya’daki son G20 zirvesinde bir toplantıda Musk’a küfür ediyor ve “Senden korkmuyoruz!” diye bağırıyor. Elon Musk ve Lula da Silva çatışmasının özeti bu.
Bu çatışmanın sonuçlarıysa şimdilik şöyle;
Rosengela’nın tepkisi ve küfrü; sosyal medyanın küresel etkileri üzerine yapılan tartışmaların fitilini ateşliyor. Brezilya’da İsrail karşıtlığı zemininde başlayan bu tartışma, ifade özgürlüğü, dezenformasyon ve sosyal medya platformlarının sorumlulukları gibi konuları dünya gündemine taşıyor, bazı gruplar platformu terk ediyor.
Bu çatışma gösteriyor ki, internet platformlarının sahiplerinin politikaları ile devletler çatışıyor.
Bu çatışmaları zaman zaman Türkiye’de de görüyoruz. Pek çok devlet sosyal medya platformlarını ya kısıtlıyor ya da Çin’de olduğu gibi tamamen yasaklıyor.
Çin; ulusal egemenlik ve kültürel güvenlik gerekçesiyle “kendi dijital ekosistemi”ni oluşturdu. WeChat ve Weibo gibi alternatif platformlar kurarak bunları kendi kontrolü altında yürütüyor.
Avrupa Birliği ise yeni bir “Dijital Hizmetler Yasası” yürürlüğe koyuyor. Görülüyor ki internet platformları ile devlet müdahalelerinin güç mücadelesi bütün dünyada sürüyor.
Sonuç olarak kendini ifade özgürlüğünün ve demokratik değerlerin savunucusu olarak gösteren sosyal medya platformları kendi ideolojik ve ticari çıkarlarını gözetiyor. Bu çıkarlar doğrultusunda demokrasilere gizli ve açık müdahalelerde bulunuyor, bazen de Brezilya’da olduğu gibi seçilmiş hükümetlerle mücadele ederek onları tehdit etmekten çekinmiyor.
Bakalım bu kavga hangi karakolda bitecek.