Mustafa Kemal Atatürk ve adalet!

Bugün ülkemin en büyük ve en önemli sorunu, “Adaletin yıpranması” ve “yargı erkinin, yasama erkinin gerisinde ve yürütme erkinin etkisinde kalmasıdır!

Anayasamızın temellerinden biri olan “güçlerin ayrımı” prensibi, yani “Devletin yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin birbirinden ayrılması ve bu sayede gücün kötüye kullanılmasının engellenmesini sağlayan” dengesi de yıpranmış bulunuyor! Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında (1920’ler) kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk, “Adalet ve Yargı” konusunda, “o günleri ve sonrasını, bugünleri ve yarınları etkileyecek” açıklamalar yapmıştır.  Öncelikle “Hazreti Ömer’e de atfedilen” sözü ile başlayalım; “Adalet mülkün temelidir!..” Ve sonra… “Bir hükümet, ancak adalete dayanabilir. Bağımsızlık, gelecek, özgürlük her şey adaletle vardır.” “Bizim milletimiz ve hükümetimiz, adalet fikri ve adalet anlayışı noktasında hiçbir uygar milletten aşağı değildir. Belki tarih bu noktada yüksek olduğumuza tanıklık eder. Bu sebeple bizim de adalet mevzuatımızın, bütün uygar milletlerin yürürlükteki yasalarından eksik olması doğru değildir. Savaşımlarımızın yöneldiği tam bağımsızlık kavramında adlî bağımsızlığımızın da içinde bulunduğu doğaldır. Bu nedenle her bağımsız devletin bir ayrılmaz hakkı olan adalet dağıtma görevine kimseyi karıştıramayız.”

 

Bugün bu sözler, yeniden yorumlanmalı ve ülkeyi yönetenlere de yönetmeye talip olanlara da rehber olmalıdır! Ve de… 69 yıldır, “Ankara – İstanbul – İzmir’de gazetecilik yapan” Öcal Uluç’un da “adalet” konusunda “söyleyecek” bir sözü var; “Güç, adalette değilse, demokrasi topaldır!..”

 

+++++++++

 

Sözün Özü…

 

Adalet / Hz. Muhammed ve Hz. Ali…

Bir günlük adalet altmış yıllık ibadetten faziletlidir. / Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır… / Adalet güzeldir, fakat emir’lerde olursa daha güzel olur …/ Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır.

Hz. Muhammed

 

++++++++

 

Erdem ve Politika…

Önemli olan az devlet, çok hukuk anlayışını gerçekleştirebilmektir. Adaleti gerçekleştiren uygar toplumu yaratmak doğanın insan toplumuna verdiği en zor ödevdir… / … Politikada hukuk ve ahlak, siyasetin emrine girdiği an felaketler önlenemez hale gelir. Güvenlik kaybolur ve korku cehenneminin zebanileri kapınızı çalar. Nerede, ne zaman başınıza ne gelir bunu bilemezsiniz. Bu felaketten kurtulmak için Cumhuriyeti kuranlar yargı erkinin bağımsız ve yansız olması için bir ömür vermişlerdir. Bilinmelidir ki, hukuk adaletle bütünleştiği zaman politika aydınlık günlerin havasını vermeye başlar.

Ali Naili Erdem

++++++

Görgü

Kibir ve hizmet…

Bir Alman atasözü “Gurur ve aptallık ayni odundan yontulur” der. “Kibir de bu yontulmanın çöpüdür” diye ilave edelim ve soralım: Hangi birimiz tamamen pirüpakız?..

Görgünün uzun vadeli bir görevi kibirden arınmaktır” diyelim. Ana kural: “Ne kadar basit ve direkt, o denli iyi”. Üstlerin, altların da mühim işleri ve esas görevlerinin bu işler olduğunu, her an onların emrinde olan robotlar gibi karşılama törenlerine gidip gelmekle yükümlü köleler olmadıklarını kavramaları, işin daha çabuk akmasında faydalı yaklaşımlar olabilir. Tabii makamlar geçicidir ve kişilerden ayrıdır; bunun bilincinde olunması da, her amirden veya memurdan beklenemeyecek denli derin bir yaklaşım gerektirir.

Yetkili bir memursanız, vatandaşları giyim kuşam veya şivelerine göre sınıflandırmaktan, yargılamaktan, eğitmeye çalışmaktan vazgeçin. Çünkü ummadık taş baş yarabilir. Memur demek hizmetli, bir iş ile görevli insan demektir. Bunu hazmedin ve hizmet edin. Genel müdür veya rektör, komutan da hizmetlidir. Her an tercihen güler yüzle ve yardımsever bir şekilde hizmet eden kazanır.

++++++

 

“Şair Eşref yaşasaydı, ne derdi?” Cehdizade 164

“Mülk”e dair Hiciv

 

Adalet dediğin temel olamıyorsa şu mülke

Yangın yerine dönermiş, perişan olurmuş ülke

Ve ben yaptım oldu dersen, kıymeti kendinden menkul

Doldurduğun küpe zarar, binnetice keskin sirke…

 

25.11.2024, İzmir /Nihat Demirkol

 

++++++++++