Erdoğan’dan ‘Suriye’ açıklaması

Kabine toplantısının ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'de Baas rejiminin devrilmesi ve Esad'ın kaçmasının ardından ilk kez konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, 15 günlük bir aranın ardından bugün Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Saray’da toplandı.

Toplantının ana gündem maddelerinden biri olan Suriye’de HTŞ’nin Şam’ın kontrolünü ele geçirmesiyle Esad dönemi sonrasında atılacak adımlar da merak edilirken Erdoğan ilk kez konuştu.

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

13 yıldır devam eden dün itibariyle yeni bir boyut kazandı. Halep, Hama, Humus ve son olarak da Şam, asıl sahiplerinin eline geçti.

Tel Rıfat ve Münbiç’in, teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz

61 yıllık Baas diktatörlüğü de tamamen çöktü. Rejimin çekilirken dahi şehirleri bölücü terör örgütüne bırakması, aralarındaki kirli ittifakı aşikar etmektedir.

Suriye ihtilafını diyalog yoluyla çözme çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş, ülkemizin uzattığı elin değeri bilinmemiştir.

Kalbimizin bir yarısı Gaziantep’se, Hatay’sa, Şanlıurfa’ysa diğer yarısı Afrin’dir, Halep’tir, Hama’dır, Humus’tur, Şam’dır.

Suriye’yle ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır. Biz bu konuya hep vicdan penceresinden baktık, merhamet nazarından yaklaştık, insani mülahazalarla hareket ettik. Bugün de aynı yerde sapasağlam duruyoruz.*Esed arkasında 1 milyona yakın insanın katledildiği, 12 milyon insanın göç etmek zorunda kaldığı, birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır.

Suriye istikrara kavuştukça inşallah gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşler de artacaktır. Yığılmaları önlemek ve trafiği kolaylaştırmak amacıyla Yayladağı Hudut Kapısı’nı da geçişlere açıyoruz.

Ana muhalefetin eski ve yeni yönetimine, devrik Şam rejiminin yasını tutmaktan vazgeçip, Suriye halkının sevincine ortak olmalarını tavsiye ediyorum.

Ne PKK ve Suriye’deki uzantıları ne DEAŞ ülkemizin muhatabı değil, muarızıdır. Suriye’nin toprak bütünlüğünün mutlaka ama mutlaka korunması gerekiyor.