Birleşik Krallık’ta, ülkenin en önemli kurumlarından ikisi, kraliyet ve kilise, içlerindeki “çürük elmalar” yüzünden yine zor zamanlar geçiriyorlar. Dolayısıyla 2024 yılını sıkıntıyla ve skandalla kapatmak üzereler!
Kraliyet Ailesinin “utanç” veren üyesi Prens Andrew, Çin Hükümeti adına “ajanlık” yapan Çinli bir işadamı ile yakınlığı nedeniyle, Kraliyet Ailesi’nin Christmas kutlamalarından uzaklaştırıldı. Her sene bütün ailenin bir araya gelerek yeni yıl dualarının yapıldığı organizasyondan adı çıkarılan Prens Andrew, ülkenin “milli çıkarlarını” koruyamamak ve tedbirsiz davranmak yüzünden bir hayli sıkıntı çekeceği bir yıla daha giriyor.
Prens Andrew’dan 20 yıl önce boşanan ancak yıllardır Kraliyet Ailesi ile iyi ilişkiler içinde olan eski eşi Sarah Ferguson da, Prens Andres’in bu kabahati yüzünden cezalandırıldı ve o da törenlerden uzaklaştırıldı. Adı daha önce de küçük yaştaki genç kızların cinsel amaçlarla kullanıldığı ve jet sosyeteye sunuldukları organizasyonlara karışan Prens Andrew’un, Annesi Kraliçe Elizabeth tarafından kraliyet yetkileri ve görevleri elinden alınmıştı ve o günden beri gözlerden uzak, geri planda yaşıyordu.
Andrew, karakterindeki ahlaksızlık ve zayıflık yüzünden bu sefer de ülkeye “ihanet” etmekle suçlandığı bir iş ilişkisiyle kamuoyunun gündemine gelmiş vaziyette. Öte yandan. “Church of England” yani “İngiltere Kilisesi”nde rahiplerin adının karıştığı “cinsel taciz” olayları her geçen gün büyüyor ve bu olaylara sessiz kalan ve müdahalede bulunmayan rahipler birer birer ortaya çıkıyor ve kiliseden uzaklaştırılıyorlar. Ortaya çıkan her haber, Kilise`nin yerle bir olan itibarına bir darbe daha vuruyor.
Halka “iyi ahlak” sahibi olmayı anlatmakla yükümlü olan bir kurumun içinden çıkan çatlak sesler ve çürük elmalar son aylarda o kadar arka arkaya geldi ki din adamlarının neden oldukları ahlak dışı sansasyonlar nedeniyle, özellikle muhafazakâr kesimin kiliseye karşı tavrı değişmeye başladı bile! Kraliyet ve Kilise’nin yanı sıra, iktidardaki mevcut hükümetten de “kabak tadı” veren açıklamalar gelmeye başladı. İktidara gelmeden önce vergi artışı olmayacak deyip 40 milyar Sterlinlik vergi artışı yapmalarının etkisi geçmeden, Hükümetin, Türkiye’deki emeklilikte yaşa takılanlar gibi mağdur olan ve kendilerine WASPI ( Women Against State Pension Inequality/ Emeklilikte Eşitsizliğe Karşı duran Kadınlar) platformu adını veren kadınların uğradıkları mağduriyetin çözümü için herhangi bir planı olmadığı açıklandı. Oysa ki, Başbakan da, Başbakan Yardımcısı da, Maliye Bakanı da, seçim kampanyaları esnasında WASPI sorununu çözeceklerini ve haklarını vereceklerini duyurmuşlardı.
İktidar böyle iken muhalefetin durumu da farklı değil! Muhalefet Partilerinden biri olan Reform UK Partisinin Başkanı, Nigel Farage, Elon Musk ile görüşmeye gitti ve partisine 78 milyon Sterlin bağış almayı başardı. Donald Trump Başkanlığındaki yeni hükümette Bakan konumuna atanan Elon Musk’ın, Birleşik Krallık hükümetini devirmek için uğraşan partilerden birine ciddi miktarda bağış yapması ne siyaset etiğine ne de ülke çıkarlarına uymuyor. Bu da bir başka acayip duruma işaret etmiyor mu? Uzun lafın kısası, ülkede çivisi çıkık, dengesi bozuk, etiği delinmiş o kadar çok yön var ki, insanın ne olup biteni dinlemeye tahammülü kalıyor ne de güven duyabileceği bir kurum görebiliyor. Manşın bu tarafında da, Güzel Ülkem Türkiye’deki gibi binmişiz bir alamete gidiyoruz kıyamete durumu yaşıyoruz, enseyi karartmamaya çalışarak, 2025’i karşılamaya hazırlanıyoruz. Birleşik Krallık’tan sevgiler.