İzmir’in büyümesi 4 yıldır Türkiye ortalamasının altında

İzmir Ticaret Odası (İZTO) Aralık Ayı Meclis Toplantısı’nda konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İzmir’in büyüme oranlarıyla Türkiye ortalamasının çok altında kaldığına dikkat çekti.

İZTO 2024 yılı son meclis toplantısı İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde, Meclis Başkanı Selami Özpoyraz’ın yönetiminde gerçekleşti. İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener konuşmasında, asgari ücret artışı, dünya, Türkiye ve İzmir ekonomisine dair değerlendirmelerde bulunarak 2025 yılı beklentilerini açıkladı.

Büyüme sadece insani sermayeden kaynaklanmayacak

Önümüzdeki yıl en önemli konulardan birisinin yapay zekâ ve yüksek teknoloji kullanımının ülke ekonomileri ve şirketlere yapacağı etki olduğunu dile getiren Özgener, “90’lı yılların başında gündemin ana maddesi internetken, aynı durum bugün yapay zekâ için geçerli. JP Morgan Emerging Markets değerlendirmesine göre; gelecekteki küresel büyümenin kaynakları sadece fiziksel ve insani sermayeden kaynaklanmayacak; yapay zekâ kaynaklı teknoloji başta olmak üzere toplam faktör verimliliğine bağlı gelişmeler önemli bir rol oynayacak. Yakın gelecekte, bu etkiyi teknoloji süreçlerine daha iyi entegre edebilen aktörlerin gelişmiş ülkelerdeki büyüme oranlarına ulaşacağı tahmin ediliyor.” şeklinde konuştu.

Yeşil dönüşüm bir fırsat

Ülkelerin özellikle yeşil dönüşüm için yapmaları gereken enerji ve altyapı yatırımları nedeniyle, büyümenin kamu yatırımlarından destek alacağı bir 10 yıla girildiğinin de öngörüldüğünü sözlerine ekleyen Özgener, Avrupa Birliği’nin bu konuya öncelik vermesinin, Türkiye açısından bir fırsat olduğunu belirtti.

2025’te de ana gündem enflasyon

Ülke olarak enflasyonla mücadelemizin devam ettiğine de vurgu yapan Özgener, “2025’in ana konusu yine enflasyonla mücadelenin devamı ve enflasyonla mücadeleyi belirli bir seviyeye getirmek. Trend olarak bazı alt kalemlerde olumlu gelişmeler olduğunu görüyoruz; ancak aylık veriler hala istenilen seviyelerden yüksek.” ifadelerini kullandı.

Asgari ücret ortalamayla belirlendi

Yeni yıl için belirlenen asgari ücret ile ilgili de görüşlerini açıklayan Özgener, “Mevcutta 17.002 TL olan net asgari ücret yüzde 30’luk artış sonrası 22 bin 104 liraya yükseldi.Yeni asgari ücretin ülkemize, milletimize ve çalışanlara hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Çalışanların yüzde 43’ünün asgari ücret aldığı ülkemizde, 2025 artışının yüzde 30 olarak belirlenmesinin, doğrudan etkilerinin yanı sıra, dolaylı etkiler açısından da önemli olduğu kanaatindeyim. Yüzde 30 ücret artışı, yüzde 45 civarında gerçekleşecek 2024 sene sonu enflasyonunun, gelecek yıl Merkez Bankası’nın beklediği yüzde 21 enflasyonun ortalaması alınarak hesaplandığını anlıyoruz. Yani 2025 asgari ücret artış hızı, geçmiş enflasyona endeksli değil; ama tamamen de beklenen enflasyona endeksli değil.” dedi.

Beklentiler üzerinde de etkili olacak

Asgari ücret belirlenmesinden sonra, diğer fiyatlandırma ve ücretlendirme kararlarının nasıl alınacağının kritik önem taşıdığının da altını çizen Özgener, “Özel sektördeki ücretlendirmelerin ve hizmet sektöründe fiyatlandırmaların asgari ücret artışının üstüne çıkmaması gerekiyor. 2025 yılı asgari ücretinin doğrudan ve dolaylı etkilerinin yanı sıra, beklentiler üzerindeki etkisi de olacak. Bütün bu gelişmeler, enflasyonun 2025’te yüzde 30’un altına gerilemesini ve faizlerin düşüş hızını belirleyecek.” ifadelerini kullandı.

Verimliliğin önemine değindi

Türkiye ekonomisinin 3. çeyrek büyüme rakamlarının, tüketim öncülüğünde bir büyümeye işaret ettiğine de dikkatleri çeken Özgener, asıl ihtiyacımız olanın dış ticaret ve istihdama katkı sağlayacak şekilde imalat sanayii kalemlerindeki reel büyümenin olması gerektiğini vurguladı. Ekonomik performansımızın ve dolayısıyla ülkemizin büyümesi için verimlilik artışının çok önemli olduğuna da değinen Özgener, “Enflasyonu düşürmeyi birinci öncelik olarak gördüğümüz mevcut durumda, ekonomik performansımızın ve dolayısıyla ülkemiz büyümesinin artması için verimlilik kavramını da çok önemsiyoruz. Eğitim, tarım, hukuk, vergi gibi alanlarda çalışmalara devam edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Zira tüm bu alanlardaki çalışmalar, enflasyonu düşürmenin maliyetini azaltırken, ekonomik alandaki başarı şansını da artırıyor.” dedi.

İzmir ülke ortalamasından geri kalıyor

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 12 Aralık’ta açıkladığı İl Bazında Gayrisafi Yurt İçi Hasıla, 2023 verilerine de değinen Özgener açıklamalarını şu şekilde tamamladı:
“Buna göre, 2023 yılında %5,1 büyüyen ve 1 trilyon 130 milyar dolar olan Türkiye ekonomisinden İstanbul, toplam Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’dan %30 pay alarak 363 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklüğe erişti.  Kişi başı geliri ise 21 bin 741 dolar. Aynı dönemde, İzmir’in ekonomik büyüklüğü 66 milyar dolar; kişi başı geliri ise 15 bin 369 dolar oldu. Türkiye ekonomisi 2023 yılında %5,1 büyümesine rağmen, İzmir ekonomisinin büyümesinin ise %0.9 ile sınırlı kaldığını görüyoruz. Ayrıca kentimizin son dört yıllık büyümesinin, Türkiye ortalamasının altında kalması da dikkat çekiyor. İzmir’in 2023 yılında Türkiye ortalamasının altında kalmasının en önemli sebebi, sanayi sektörünün ülke genelinde %1.7 büyümesine rağmen kentimizde %3.6 daralmış olması. Benzer bir şekilde tarım ve inşaat sektörleri de ülkemiz genelinde büyümelerine rağmen 2023 yılında İzmir’de daralıyorlar. Kentimizin büyümesi %2.3 ile hizmet sektörü kaynaklı; fakat bu, diğer sektörlerdeki daralmayı bertaraf etmeye yeterli bir büyüme değil.”