Fast Food tarzı beslenmeye alternatif olarak, 1986 yılında İtalya’da Carlo Petrini tarafından başlatılan, dünyada 160’dan fazla ülkede 100 binlerce üyesi olan Slow Food (Yavaş Gıda) hareketi, geleneksel ve yerel yemek ve yeme biçimlerini, yerel ekosistemlerin özelliklerini korumayı teşvik ediyor.
Seferihisar Orhanlı Köyü’ndeki Sevilma Zeytin Bahçesi, küçük üreticilerin sesini yükselterek doğayla uyumlu tarımın yaygınlaşması ve gıda enflasyonuyla mücadele eden, bugün ABD’den Nijerya’ya, İsveç’ten Meksika’ya kadar 20 farklı ülkede 25 temsilcisi olan Slow Food çiftliklerinin son üyesi oldu.
Doğayla uyumlu tarım yapılıyor
Endüstriyel gıda sistemi, verimlilik ve kâr odaklı yaklaşımıyla sağlığımız, doğa, toplum ve ekonomi üzerinde yıkıcı etkilere sahipken, Türkiye’nin ilk Slow Food Çiftliği olarak tescillenen Sevilma Zeytin Bahçesi, doğayla uyumlu tarımsal üretim için küresel ölçekte örnek teşkil ediyor.
Kalıcı çözüm üretiyor
Büyük ölçekli tarım ve küresel gıda piyasası, iklim değişikliğinin etkilerine, biyolojik çeşitlilik kaybına ve doğal ekosistemlerin tükenmesine neden olurken, gelir adaletsizliğini derinleştiriyor ve toplumsal refahı tehdit ediyor. Sevilma Zeytin Bahçesi gibi küçük ölçekli çiftlikler, doğal afetlere, ithal girdilere ve istikrarsız gıda piyasasına karşı küresel ölçekte en hızlı ve kalıcı çözüm olarak kabul ediliyor.
Sürdürülebilir tarım için örnek
Sevilma Zeytin Bahçesi’nin kurucusu Güven Eken konu hakkında yaptığı açıklamada “Orhanlı Vadisi Kadim Üretim Havzası içinde yer alan Sevilma ağırlıklı olarak zeytincilik yapılan bir bahçe. Burada İzmir’e özgü erkence zeytini yetişiyor ve yine Slow Food tarafından “Presidium” olarak tescillenen zeytinyağları üretiliyor. Büyük çoğunluğu yabani zeytinlere aşılanarak yapılan bahçemizde zeytinler sulanmıyor, sürülmüyor, herhangi bir kimyasal zehir ya da gübre kullanılmıyor. Sonuçta bahçemiz bir zeytin ormanı ekosistemi görevi görüyor. Sevilma, bir yandan sürdürülebilir tarım için örnek oluştururken, diğer yandan biyolojik çeşitliliği destekliyor. Yaptığımız tüm çalışmalar, bölgemizde faaliyet gösteren yerel bir topluluk olan Slow Food Mahal grubunun çalışmalarından ilham alıyor. Kazandığımız bu uluslararası unvanın diğer doğa dostu üretim yapan ve yaban hayatını destekleyen üreticilere örnek olmasını diliyorum” dedi.
Hedefleri en büyük olmak
Slow Food Çiftlikleri sadece çiftçilerin geçim kaynaklarını artırmakla kalmıyor, aynı zamanda adil ücretlendirme ve uzun vadeli ekonomik ve ekolojik istikrar sağlamayı hedefliyor. Slow Food ayrıca çiftçilerin hareketi destekleyen aktivistler, şefler, tüketiciler, gıda zanaatkarları, balıkçılar ve diğer çiftçilerden oluşan küresel bir toplulukla bağlantı kurmalarını sağlıyor. Temiz ve adil gıda üretimine adanmış en büyük küresel çiftlik ağı olmayı hedefleyen Slow Food Çiftlikleri, doğaya saygı göstererek ve yerel ekonomileri güçlendirip, herkesin sağlıklı gıdaya erişim hakkını güvence altına alıyor.