“Filistin basın özgürlüğünde bizden önde”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kapsamında İzmirli gazetecilerle bir araya geldi.

Özgür Özel, Ege Belediyeler Birliği’nin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle düzenlediği etkinlikte İzmirli gazetecilerle buluştu. İzmir’de Tarihi Havagazı Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe Özel’in yanında, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, CHP’li ilçe belediye başkanları katıldı.

Etkinlikte konuşan Özel, “Hasan Tahsin’in emperyalistlere karşı ilk kurşunu sıktığı kentteyiz. Hasan Tahsin büyük bir cesaret gösterdi. Ve canıyla ödedi. Bugün de gazeteciler mesleğini yaparken ya mesleği yapmayacak hale savruluyorlar. Onlara diyecek bir şey yok. Ya da değerli meslektaşlarımız gibi cesaret göstererek yapıyorlar. Çünkü öyle bir noktaya geldik ki maalesef cepheden haber versin diye Atatürk’ün kurduğu Anadolu Ajansı maalesef muhalefet açısından haberin kaynağında neredeyse sansürlendiği ve bir partinin, bir ittifakın ajansına dönüşmüş olan, seçim sırasında iktidarın adaylarına yaptığı haberler muhalefetin adaylarına yaptığı haberlerin yirmi beş katına kadar ulaştığı, hepimizin hem sevdiği ama bir yandan da çok üzüldüğü çok kırıldığı bir yapıya dönüştü. Ajansın muhabiri, kameramanı ya da orada çalışanın bu işte günahı yok. Ama bir devlet ajansını ya da kamu yayıncılığı yapan TRT örneğin benim grup toplantısını dört dakika veriyor. O da haber kanalından dört dakika veriyor. Tayyip Bey yetmiş sekiz dakika konuşsa yetmiş sekiz dakika veriyor. Tayyip Bey günde beş kere konuşsa beş kere veriyor. Ama bizim grup konuşmamızı dört dakika veriyor, onun dışında hiçbir konuşmayı vermiyor” diye konuştu.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Platformunun verilerini paylaşan Özel, “Türkiye değerlendirmeye alınan 180 ülke içinde basın özgürlüğünde 158. Sırada, 157. sırada sırada İsrail işgali ve saldırısı altındaki Filistin var. Oradaki basın özgürlüğü bizden bir tık iyiymiş. Bizden kötü kim var derseniz hemen arkamızda monarşi ile yönetilen Birleşik Arap Emirlikleri var. 2024’te 54 gazeteci Filistin’de görevini yaparken şehit edildi. Yani elli dört gazetecinin şehit edildiği Filistin basın özgürlüğünde bizden önde. Bu durum insanı utandırıyor. Basın, meslek örgütlerinin verilerine göre şu anda en az 18 gazeteci Türkiye’de yaptığı haberler nedeniyle cezaevinde. Geçen yıl 720 gazeteci hakim karşısına çıktı 74’ü tutuklandı. Daha sonra serbest bırakıldı, bırakılmayan 18 kişi var.  Bunun için de çok yakından tanıdıklarımız, bildiklerimiz veya ev hapsine mahkum edilenler, kelepçe takılanlar, yurt dışına çıkış yasağı konanlar bu yok. Onlar 720’lik rakamın içinde. Yani aslında Türkiye’de her gün iki meslektaşınız gözaltına alınıyor. Hakim karşısına çıkarılıyor, sorgulanıyor ve her beş günde bir de bir tanesi tutuklanıp cezaevinde konuluyor” dedi.

 

“Gazetecilerin başına ne geliyorsa dezenformasyondan geliyor”

Dezenformasyon yasası konusunda eleştiride bulunan Özel, “Maalesef dünyanın bütün otoriter liderleri birbirlerinden öğreniyor. Dünyanın bütün otoriter liderleri bunu sırasıyla Putin’den öğrendi. Tayyip Erdoğan da getirdi, dezenformasyon yasasını koydu. Biz o günlerde dünyayı söyledik. Önce yok öyle dediler. Şimdi gazetecilerin başına ne geliyorsa Dezenformasyon yasasından geliyor. Doğru olmayan bilgiyi alenen yayma suçu… Gazeteci haberi elbette doğrulatır. Meslek gereğince kaynağına güvenir. Ve haberi yaptıktan sonra da ne kaynağını hedef edip ne de bu haberden dolayı gidip de birisi siyaseten rahatsızlık duyuyor diye ona hesap verir. Böyle bir şey yok. Gazetecinin, böyle bir mesuliyeti yok. Aksi öyle şeyler oluyor ki ortada bir mevzu var bütün Türkiye, bütün dünya konuşuyor. Twitter yıkılıyor, onu alıp haberleştiren gazeteci, o bilgi yanlış, diye suçlanıyor. Biz bunun buraya varacağını, böyle olacağını söyledik. Ülkedeki bütün muhaliflerin ve gazetecilerin sorunu, sürekli bir vatan hainliği yaftalaması” diye konuştu.

 

“Gazeteciler asgari ücretin altında çalışıyorlar”

Gazetecilerin haklarını alamadıklarını belirten Özel, “Özlük haklarının bu kadar kötü olduğu gazetecilerin ekonomisinin bu kadar kötü olduğu süreçte gazetecilerden gencecik muhabirlerden kameramandan editörlerden, mesleklerine en iyi şekilde yapmalarını, çok iyi yapmalarını beklemek de gerçekten büyük haksızlık. Birincisi çok ciddi istihdam sorunları var. Basın sektöründeki ortalama maaş asgari ücretin altı bin lira üzerinde. Asgari ücretle çalışan var hatta altında çalışan var. Gerçekten utanç verici bir noktada. Gazetecilerin maaş beklentisi yeni yıl için kırk beş bin lira olarak meslek örgütü tarafından belirlenmiş ortalama beklenti ve şu anda gerçekleşmenin yirmi sekiz bin gibi bir noktada olacağını gazeteci örgütleri çalışmışlar. Önemli bir eksikliğin tüm alanlarda olduğu gibi sendikalı olamama, gazetecilerin sendikasızlaştırma sürecinin başarıya ulaşmış olmasını görüyorum. Sermaye maalesef bunu da başardı. Gazetecilerin sendikalaşmasının önündeki bütün engellerin en hızlı şekilde kaldırılması gerektiğini hep ifade ettik. Bu konuda hazırladığımız programımızda da bunu Nisan ayından sonra büyük bir şeffaflıkla görebileceksiniz. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir çalışma içindeyiz. Seksen bir ilde toplantılar yapıldı. İktidara hazırlanıyoruz. Gelince biz bu basını nasıl geri alırız ve nasıl yandaşlaştırırız diye değil bir daha kimsenin yandaşlaştıramayacağı, egemenlik kuramayacağı, Tamamına hakim olamayacağı bir gazetecilik kanunu için, medya kanunu için güvencelere çalışıyoruz.

 

“Süreç samimiyetle yürütülsün”

Özel, “Mecliste bulunan siyasi partilerin elini sıkan CHP olduğunda adı demlenmek, terörle iş birliği, terörün uzantılarına el uzatan muhalefet, kalkıp gelen el sıkan Devlet Bey olduğunda barış eli uzandı. Tayyip Bey barış elini takdir etti. Yeni bir süreç başladı. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak kan akmasın isteriz, çatışma olmasın isteriz, analar ağlamasın isteriz. Biz yıllardır bunu isteriz. Biz bir de altı milyon kişinin oyunu almış, gelmiş 70 milletvekiliyle oturan partiyi diğer partiler gibi her türlü hatır sorarız. Biz işimizi yaparız, onlar işini yapar.  Bir yandan bu kürsüye Abdullah Öcalan gelsin der. Bu kürsüye gelsin, konuşsun, çağrı yapsın. Serbest kalsın. Şimdi akıl almaz işler akıl almaz sözler. Tabii ki Cumhuriyet Halk Partisi olarak yine de meseleyi onların geçmişte yaptığı gibi değil de diyoruz ki bir iş yapılacak da mecliste yapılsın. Şeffaf yapılsın. Süreç samimiyetle yürütülsün. Ve her aşamasından toplum bilgilensin ve toplumsal bir mutabakat sağlansın. Benim özgür teklifim mecliste kurulacak komisyona. Türkiye’deki bütün şehit ve gazi derneklerinin çatısında üç yapı var. Bir vakıf iki dernek. Polislerin terörle mücadelenin muhalif gazilerin birer temsilcisi otursun. Yirmi kişilik komisyon masasında üç kişi de olsa da toplumsal mutabakat bu konunun en mağdurları tarafından takip edilsin. Bu iş biterken kimse mağdur olmasın, toplumsal hassasiyetler de gözetilsin diyen ve bunu siyasete alet etmeyen bir anlayış var. Bir yandan Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır. Ama Abdullah Öcalan’ım dediği çok kıymetlidir. O bir kelime söyleyince her şey bitecektir. Herkes buna uyacaktır diyen bir anlayış var. Göreceğiz bakalım milletin vicdanında hangi anlayış karşılık bulacak. Ama bizim görevimiz doğruları önermek, doğruları söylemek, doğru yerde durmak. Ben bir şehit az gelecekse üzerime düşen bin iş varsa binin yaparım. Hele hele terör bitecekse her şeyi yaparım. Ama kapalı kapılar ardında Tayyip Erdoğan’ın siyasi geleceğiyle filancanın özgürlüğünün takas edildiği bir siyasi pazarlığın, başkasının oyunun parçası olmam. O yüzden meseleyi doğru zeminde tartışmaya, doğru zemine çekmeye çalışıyoruz. Şehit ailelerinin, gazilerin yaklaşımını da bu açıdan çok kıymetli buluyorum” diye konuştu.

 

“Basın özgürlüğüne sahip çıkılmalı”

Ege Belediyeler Birliği Başkanı ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, “Bugün buraya sadece basın toplantısı için değil demokrasimizin can damarını oluşturan basın özgürlüğünü savunma mücadelesine destek vermek için buradayız. Gazetecilerin çalışanı çalışmayanı olmaz. Ama 10 Ocak Gazeteciler günü basın tarihinde çetin bir mücadelenin günüdür. 1961 yılında yürürlüğe giren 212 sayılı kanunla çalışma koşullarını iyileştiren, yasal zemine oturtan gazetecilerin ülkemize örnek direnişin günüdür. Tüm basın şehitlerini saygı ve minnetle anıyorum. Basın susturulmak ve mahkûm edilmek isteniyor ancak basın ulusun sesidir. Basın özgürlüğü sadece basın emekçilerinin meselesi değildir. Tarafsız ve korkusuz basın demokratik bir toplumun teminatıdır. Basın özgürlüğüne sahip çıkmak demokrasiye sıkı sıkı sarılmaktır. Özgür bir basın olmadan demokratik bir toplum inşa edilemez. Basını susturmak halkı susturmaktır. Sansüre hayır diyenlerin göreve gelmesi zorunluluktur. Basın hürdür, asla sansür edilemez. Halkın çıkarlarını savunmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Biz basın özgürlüğünü sadece hak değil ulusal bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Türkiye’nin geleceği gazetecilerimizin kalemiyle, mikrofonuyla ve cesaretiyle şekillenecektir. Hep birlikte özgürlüklerin genişletildiği adaletin sağlandığı bir Türkiye’yi inşa edeceğimizden şüphem yok” dedi.

 

“Kötü örnekler gazeteciliği kirletiyor”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da ”Biz hem CHP’liler olarak hem de İzmirliler’in sorumluluk verdiği yerel yöneticileri olarak namusla ahlakıyla, toplumun vicdanına ses olmak için gecesini gündüzüne katan gazetecilerin her zaman yanında olduk. İzmir’imizin yerel basının güçlenmesi için her zaman yanında olacağız. Bunu İzmir’de gazetecilik yapan değerli arkadaşlarımız biliyor. Gazetecilik ne kadar özgür yapılıyorsa o ülkede demokrasi o kadar iyi işler. Halkın bilinçli olması da o derece sağlanır. İçinde yaşadığımız dönem maalesef yandaş olmayan herkesin baskı altında olduğu bir dönem. Burada yandaş olarak tabir edilen kötü örnekler bir yerde gazeteciliği kirletiyor. Bunlardan kendimizi korumak için tarafsız bir şekilde görevini yapan basın emekçilerinin her zaman yanındayız. Biz İzmir olarak bu duruşu göstermeye devam edeceğiz. Umuyorum önümüzdeki yıllarda CHP iktidarıyla gazetecilerimiz çok daha özgür bir şekilde görevlerini yerine getirdiği, işsiz olmadıkları, güvencesiz olmadıkları bir ortamı hep beraber sağlayacağız” ifadelerini kullandı.