Son günlerde, Los Angeles’ı etkisi altına alan ve binlerce hektarı küle çeviren yangınlar, henüz tam olarak nedensellik bağı ile açıklanmamış olsa da; çoğu uzman tarafından, insan kaynaklı iklim değişikliğinin bir göstergesi olarak yorumlanmakta… Bir yandan da 2030 yılının, Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları için bir dönüm noktası olacağı malumumuz…
Birleşmiş Milletler üyesi 193 ülke, 2015 yılındaki ortak mutabakatlarıyla, 2030’a kadar aşırı yoksulluk, eşitsizlik ve adaletsizlik, iklim değişikliği konularındaki iyileşmeleri sağlamak için 17 Küresel Amaç üzerinde uzlaşılmış durumda…
Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını içeren 17 başlık, yoksulluğun sona erdirilmesinden nitelikli eğitime, iklim değişikliğiyle mücadeleden ekonomik büyümenin sürdürülebilir hale getirilmesine kadar geniş bir ajanda içermekte…
Açıktır ki, anılan hedeflere ulaşmak için bireylerin ve toplumların ortak çabası, farkındalığı gerekli… Dünya genelinde, bilhassa iş hayatında, net şekilde farkındalık oluşturulmuş olan 2030 hedefleri hakkında, ülkemizde, geniş kitlelerde bireysel bilgi ve farkındalık henüz yeterli düzeyde değil… Bu anlamda; Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Temsilciliği’nin “Herkese Anlat” mottosu, bireysel farkındalık yaratma ve harekete geçme çağrısı olarak karşımıza çıkmakta…
Los Angeles yangınları, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasında yer alan İklim Eylemi hedefinin öncelikli önemini bir kez daha ortaya koyarken, 2030 hedefleri kapsamındaki su kaynaklarının korunması, erişilebilir ve temiz enerji gibi alanlarda yapılan çalışmaların, benzer krizlerin etkilerini hafifletme bakımından da değerini gösteriyor.
2030 yılına kadar, aşırı yoksulluğu sona erdirmek, eşitsizlik ve adaletsizlik ile mücadele ve iklim değişikliğini düzeltmek için belirlenen 17 Küresel Amaç aşağıdaki şekilde listelenmiş durumda (daha fazla bilgi için bkz: https://sdgs.un.org/goals)
- Yoksulluğa Son: Her yerde yoksulluğu sona erdirmek.
- Açlığa Son: Açlıkla mücadele etmek ve gıda güvenliğini sağlamak.
- Sağlık ve Kaliteli Yaşam: Sağlıklı ve kaliteli yaşamı güvence altına almak.
- Nitelikli Eğitim: Herkes için kapsayıcı, eşit ve kaliteli eğitim sağlamak.
- Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: Kadınların ve kız çocuklarının haklarını güçlendirmek.
- Temiz Su ve Sıhhi Koşullar: Herkes için temiz suya erişim sağlamak.
- Erişilebilir ve Temiz Enerji: Sürdürülebilir ve modern enerjiye erişim sağlamak.
- İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme: Sürdürülebilir ekonomik büyüme sağlamak.
- Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı: Dayanıklı altyapılar kurmak ve inovasyonu teşvik etmek.
- Eşitsizliklerin Azaltılması: Ülkeler arası ve içindeki eşitsizlikleri azaltmak.
- Sürdürülebilir Şehirler: Şehirleri kapsayıcı ve dayanıklı hale getirmek.
- Sorumlu Tüketim ve Üretim: Doğal kaynakları sürdürülebilir şekilde kullanmak.
- İklim Eylemi: İklim değişikliğine karşı acil önlemler almak.
- Sudaki Yaşam: Deniz ve okyanus ekosistemlerini korumak.
- Karasal Yaşam: Biyoçeşitliliği ve ekosistemleri desteklemek.
- Barış ve Adalet: Adil, barışçıl ve kapsayıcı toplumlar yaratmak.
- Amaçlar için Ortaklıklar: Küresel iş birliğini güçlendirmek.
Ayrıca, Birleşmiş Milletler, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamında, ülkelerin ilerlemesini değerlendiren yıllık bir rapor yayınlamakta… BM’nin 2024 yılı raporuna göre, hedef tarih olan 2030’a az bir zaman kalmışken, dünya yetersiz bir gelişim sergilemekte… Küresel olarak, yukarıda sayılan amaçların yalnızca yüzde 17’si hedeflendiği şekilde ilerlemekte… Türkiye’nin 167 ülke arasında 72. sırada yer aldığı rapor incelendiğinde, ülkemizin, Yoksullukla Mücadele amacı ile Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı amacında ilerleme kaydettiği görülmekte; ancak İklim Eylemi hedefinde gerileme halinde olduğu göze çarpmakta…
(bkz: https://s3.amazonaws.com/sustainabledevelopment.report/2024/sustainable-development-report-2024.pdf )
Toplumlar, savaşların ve sosyal kaygıların ortasında sıkışmışken, siyaset üstü hayati meselelere dair ciddi bir küresel konsantrasyon kaybı yaşandığı aşikar…
Dünya, geleceğe ilişkin acil önlemlerin alınması gereken bir yöne giderken, bilime dayanmayan gündemleri dışlayarak, anlamlı bir sosyal farkındalık yaratmak ise kritik nitelikte…
Bu doğrultuda, UNDP Türkiye’nin, bireysel farkındalığın önemini vurgulayan, “Herkese Anlat” mottosu, en basit haliyle, atık azaltımı, akıllı alışveriş, eşit işe eşit ücret desteği, bireysel enerji tasarrufu gibi kişisel davranış değişiklikleri ile dahi olumlu farklar yaratılabileceğini ortaya koyarken, ülkemizin, 2025 yılı itibariyle, iklim değişikliği başta olmak üzere, sürdürülebilirlik ve kalkınma açısından farkındalığı toplumun geniş kitlelerine yayması mühim bir adım olacaktır.