Birkaç gün sonra; Tüm Dünya, çok büyük bir göktaşının çarpmasından daha korkunç bir tehlikeye duçar olacaktır. Trump ikinci defa ABD yönetiminin başına geçecektir.
Hiçbir ahlaki değeri olmayan; kendisini herkesin üzerinde gören; dünya’nın efendisi olduğuna inanan; (Aslında İllimünati’nin, Siyonizm ve evanjelist çetesinin uşaklığını yapan); çok sayıda seks davasının sanığı; vahşi kapitalizmin tipik örneği; acımasız, çıkarcı; yalancılığı tescilli; tüm ABD başkanları gibi, Türk ve İslâm düşmanı; vergi kaçakçılığı sanığı; ne yapacağı belli olmayan; dindar olmasa da, din istismarı yapan; saldırgan; aile servetinin nereden geldiği ve dedesinin mesleği, herkesçe bilinen; Kendi ülkesinde birçok doktora göre; megaloman birisi, tüm Dünya’ya sıkıntılar yaşatacaktır. Nitekim görev vereceği tiplerin tümü saldırgan, Türk ve Müslüman düşmanı, İsrail uşağıdır.
Zaten, görece başlamadan, tehditleri, saldırgan davranışları, akıl almaz talepleri, sıralamaya başlamıştır. Neymiş? Grönland, Kanada ve Panama Kanalı, ABD’ye ait olmalı imiş? Aksi halde güç kullanırmış? Tam bir eşkıya ve sömürgeci tavrı (Ve güya; hem Kanada, hem de Danimarka ile NATO müttefiki?) Bu arada Meksika Körfezi’nin adı da Amerika Körfezi olmalı imiş?
Orta- Doğu’daki, Afrika’daki, Güney ve Orta Amerika’daki soygunlar, gözünü doyurmuyor. Yeni sömürü alanları düşünüyor. Dünya’nın her tarafındaki terör hareketlerini, darbeleri, iç savaşları (Filistin, Suriye ve Ukrayna’da olduğu gibi) bölgesel savaşları koordine etmek yetmiyor. Silah lobilerine aşırı kazançlar sağlamak için, yeni ihtilaf sahalarını tespit ediyor. (Uyuşturucu müptelası, şımarık Elon Musk da akıl hocası)
Aslında, ABD’nin ekonomik ve sosyal yapısı kötü durumdadır. Ülke karpuz gibi ikiye bölünmüştür. Her an iç savaş tehdidi yaşanmaktadır. Gelir dağılımı iyice bozulmuştur. Bir avuç Siyonist; ülkenin tüm finans sektörüne, medyasına, (tarım, gıda, ilaç, silah, vb.) stratejik sektörlerine hâkim olmuştur. Sağlık ve adalet sistemi çürümüştür. Can güvenliği kaybolmuş, her gün seri cinayetler işlenir olmuştur. Sanayi, ileri teknoloji, Ar-Ge vb. alanlarda; dışarıdan ithal edilen beyinler hâkimdir. Kendi kapasiteleri çok sınırlıdır. 35 trilyon dolar dış borçları vardır. Çin ile rekabet edemez duruma düşmüştür. (Zararını, AB ülkelerini ve NATO üyelerini sömürerek kapatmaya çalışmaktadır.) Devamlı olarak tehditler savurmakta, yaptırımlar icat etmektedir. Zenginleştirilmiş uranyumu ve gübreyi bile Rusya’dan ithal etmektedir. Eskiyen barajlarını tamir edecek parayı bile bulamamaktadır. En büyük korkuları Çin’in gösterdiği müthiş gelişmedir. (Los Angelas yangını ne kadar aciz olduklarının ispatıdır.)
Zaten Panama Kanalı’nı bunun için istemektedir. Zira; bu kanalı en çok, Çin ve ABD kullanmaktadır. Amaç Çin’e engel olmaktır.
Kuzey Kutbu’nda, ciddi tutarlarda; uranyum, altın, petrol, gaz vb. rezervler vardır. Buzlar eridikçe de yeni yollar açılmakta ve imkânlar doğmaktadır. Şu anda, bölgeye Rusya daha fazla hâkimdir. Grönland, stratejik üstünlük kazanmak için de önem arz etmektedir. Aynı imkân ve avantajlar, Kanada için de söz konusudur.
ABD ve AB otomotiv sektöründe, Çin’e mağlup olmuştur. Başta Almanya olmak üzere, AB ciddi bir krize girmiştir. Tasfiye ve iflaslar başlamıştır. Aynı durum, ABD otomotiv sanayi için de geçerlidir.
Çin; birçok stratejik noktaya, suyoluna, Afganistan ve Afrika’ya limanlara, yollara, tarım alanlarına hâkim olmuştur. Sömürücüdür. Ancak; Avrupa ve ABD kadar acımasız / açgözlü / vahşi davranmamaktadır. Birtakım imkânları da sağlamaktadır. Bu açıdan, daha sempatik olmuştur. Özellikle, Fransa’nın burnu iyice sürtülmüştür ve sürtülmektedir.
Ülkemize gelince: Bizi çok zor ve tehlikeli bir dönem beklemektedir. Zira tarih boyunca; ABD, en kalleş, ikiyüzlü, ahlâksız, düşmanımızdır. Tüm iç isyanların, darbelerin, muhtarların, sabotajların, ambargoların ve terörün suçlusudur. NATO dâhil, her yolla, bize ihanet etmiştir. Hâla da etmektedir. Tetikçisi olan PKK, YPG, (Ve de İŞİD) her türlü desteği almaktadır. İsrail için, BOP projesi çerçevesinde; Libya’da, Suriye’de, Irak’da, Filistin’de, Mısır’da, İran’da ve ülkemizde; her türlü melanet sergilenmektedir. Bölünmemiz, ulus devlet vasfını kaybetmemiz, federasyona dönüşmemiz için her yola başvurulmaktadır. Nitekim; son politik gelişmelerde de ABD parmağının ve talimatlarının olduğuna inanıyorum. Haddini bilmez Trump’ın, Türk Cumhurbaşkanı’na hitap tarzı bile midemi bulandırmaktadır. Dostluk maskesi altında, tehdit etmekte ve küçümsemektedir.