“Fabrikalarda bacaları, evlerde ocakları söndürmeyecek politikalar şart”

İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Cengiz enflasyonu düşürme yolunun talebi düşürmekte bulunmasının, “fabrikaların çarklarının yavaşlamasına ardından bacalarının sönmesine ve hane halkının da ocağına koyacak yemek bulamamasına” sebep olacağını söyledi.

Geçtiğimiz yıl İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanlığına seçilen Hüseyin Cengiz, Gözlem Gazetesi’ni ziyaret etti. 1 yıllık çalışmalarını değerlendiren Cengiz, Türkiye’nin ekonomik tablosunu değerlendirdi. Cengiz, 2023’ten sonra iyice kaotik bir duruma gelen ekonomik konjonktür 2024’te mevcut hükümetin sıkılaştırılmış para politikasını uygulamaya geçirmesi ile farklı bir hal almaya başladı. Birincisi bu Orta Vadeli Programı (OVP) ve sıkıştırılmış para politikasını destekliyorum. Ancak bir yanıyla sıkılaştırılmış para politikasının hem mali hem de sosyal politikalarla mutlaka desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Sıkılaştırılmış mali politika, para politikası, bir anlamda bir miktar istenileni yapmaya başladı gibi görünüyor. Enflasyonda görece bir düşüş var. Faizlerde görece bir azalış var ama karşı durduğumuz ana noktalardan bir tanesi enflasyonu talep düşürerek düşürmek. Bunu doğru bulmuyorum. Bu tehlikeli bir durum. Belki hükümetin elinde kullanabilecekleri farklı argümanlar yok. En hızlı enflasyon düşürme yolunu böyle buldular ama enflasyonu düşürmekteki ana yolun talebi düşürmekte bulursak yarın fabrikaların çarklarının yavaşlaması ardından bacalarının sönmesi gibi tehlike ile karşılaşırız. Fabrikanın bacası sönerse evdeki ocak da sönecek çünkü işsizlik daha fazla artacak. Yeni istihdam olmayacak. Hane halkı evinde ocağına koyacak yemek bulamayacak bu anlamda iki tarafı birden koruyup kollayacak politikalara ihtiyaç var. Bir yandan çalışanın refah düzeyini artıracak bir yandan da üreticiyi sanayiciyi rekabetten uzaklaştırmayacak tam tersine yabancı rakiplerimizle bizleri rekabet ettirecek yeni ekonomi politikasını ihtiyaç var. 2025’e başlarken buradan bir pozisyon alınabilirse bu denklemle işte o gün toplumsal adaletle de uyum sağlayabiliriz. Çalışanın da refahını artırabilir, bir yanıyla ülkeye katma değer de sağlayabiliriz” diye konuştu.

“Vergi adaleti sağlanmalı”

Vergi adaletinin sağlanmasının önemine vurgu yapan Cengiz, “Çünkü toplumsal adaleti sağlamanın ana yollarından biri de vergi adaletini sağlamaktan geçiyor. İş dünyasının temsilcisiyim. Çok kazanandan çok alınması, az kazanandan az vergi alınması gerekiyor. Kazanıp da ortalıkta görünmeyen, kaydın dışında olan, kayıt dışı ekonomi ile mücadele edilemezse, bizler gibi kayıt altında ola vergisini ödeyen, sorumluluklarını yerine getiren insanları da yine rekabetten uzaklaştırırsınız. İhracatı sağlayan üretimi artıran katma değerli ürün üreten üreticiyi destekleyerek bu üreticilerden bir miktar daha az vergi alıp kayıt dışını kayıt dışına alabilirsek o gün vergi anlamında adalet sağlanır” ifadelerine yer verdi.

“Yabancı yatırımcıya güven vermeliyiz”

2025’in ilk yarısında mevcut ekonomik durumda bir değişim olmayacağını öngören Cengiz, “İkinci yarıda -herkesin beklentileri de bu şekilde-  daha fazla değişim yaşanacak. Ama ‘Nasıl değişecek?’ sorusuna ben de cevap bulamıyorum. Bu ülkede sanayiye katma değerli, inovatif ürün üretemezseniz mutlak güven sağlayıp yabancı yatırımcıyı ülkeye çekemezseniz eğer değişimi beklemek çok hayali olur. Yabancı yatırımcının ülkeye gelmesinin ana yolu mutlak güvenden geçiyor. Para korkaktır, sermaye kendisine güvenli liman arar. Türkiye tam anlamıyla güvenli liman olursa parayı buraya çekebilirsiniz. Ekonomik olarak hem de sosyal açıdan kendini güvende hisseden yabancı yatırımcı Türkiye’ye gelir. Türkiye zira yatırım yapılabilecek nadir ülkelerden biri. Hem bulunduğu jeopolitik konum itibari ile hem ülke nüfusu, çevresel faktörleri, komşuları sebebiyle Türkiye yatırım için çok doğru bir pazar. Ama yabancı yatırımcı kendini güvende hissetmeli. Dolaylı yatırımlar bir miktar girmeye başladı ülkeye ama bunun sürdürülebilir hale gelmesi ve doğrudan yatırıma geçilebilmesi tam anlamıyla bir güven unsurunun devam etmesi ile ilgili” şeklinde konuştu.

Ortodoks politikalardan şaşılmaması gerektiğinin altını çizen Cengiz, “Şubat ayında kabine değişikliği konuşuluyor. Direkt ekonomiyi etkileyecek yerlerde değişim ve yeni radikal kararlar alınmaz. Ortodoks politikalardan şaşılmaz umarım. Orada yeni bir makas değişimi ekonomiyi kötü anlamda başka yerlere taşıyacaktır diye düşünüyorum” sözlerine yer verdi.

İZSİAD’IN 2025 AJANDASI DOLU

Cengiz, İZSİAD’ın 2025 ajandasında yer alan projeleri de paylaştı. Yaşar Üniversitesi iş birliği ile Uluslararası İşletme Kongresi düzenleyeceklerini belirten Cengiz, “Söz konusu kongreye ulusal ve uluslararası boyutta akademisyenler gelerek tebliğ ve sunumlar yapacak. Bu kongrenin İzmir’de düzenleyecek olmasının İzmir iş dünyası için de büyük bir şans teşkil ettiğini düşünüyorum. 8 Mayıs tarihinde başlayacak kongreye kentin tüm iş dünyası davetlidir” dedi.

 

Ticaret Bakanlığı ile görüşmeleri sürdürdüklerini dile getiren Cengiz, “Bakanlık yetkilileriyle teşvik ve hibelerle ilgili bir toplantı yapacağız. Bakanlıktan iki genel müdürün ihracat ve yurtdışı heyetleri ile Bakanlığın vereceği teşvik ve hibelerle ilgili üyelerimizi bilgilendirmesini organize edeceğiz” dedi. Cengiz, Sermaye Piyasası Kurulu ile finansal okur yazarlık eğitimi projesini hayata geçireceklerini de söyledi. İzmir’de finansal okuryazarlık ve halka arzla ilgili bir eğitim çalışması yapmayı planladıklarını belirten Cengiz, “SPK Başkanı ile görüştüm, onların belirleyeceği eğitmenler ile İzmir’de bu eğitimleri üyelerimiz ile buluşturacağız. Bu kadar ekonomik zorluğun yaşandığı dönemde finansal okuryazarlık özellikle önem taşıyor. Üyelerimize bu yönde katkı sunmak istedik” ifadelerine yer verdi.

 

Suriye ile İzmir arasındaki ticaret için çalışmalara başladıklarını bildiren Cengiz, “Suriye yeni bir üniter yapıya kavuşacak gibi görünüyor. En yakınımızda olan coğrafya, ulaşabileceğimiz en hızlı pazar Suriye. Ama İzmir’den Suriye’ye ticareti çok da tahayyül etmiyor kimse. Bakanlığın Suriye temsilcisi ile temasa geçtik. Oradaki yetkili de gelip bunu İzmir’den anlatacağının sözünü verdi. Yeni bir pazar olacak olan Suriye pazarı ile İzmir’den ne yapabileceğimizi sohbet olarak özel bir toplantıda sunmayı planlıyoruz” diye konuştu.