Geçtiğimiz hafta, gündem yorgunu olduğum bir anda, İzmir Büyükşehir Belediyesi Önceki Dönem Başkanı Sayın Tunç Soyer’in “çok sevinçli bir haberim var.” cümlesiyle başlayan sosyal medya gönderisinden, 2022 yılında Resmi Gazete’de yayınlanan ve zeytinlik alanların maden faaliyetine açılmasına olanak sağlayan düzenlemenin, Danıştay tarafından kesin olarak iptal edildiğini öğrendim.
Bir mahkeme kararına, bu yaşımda, bu kadar sevinebilir miydim? Sevinebilirmişim. Çocuk gibi sevindim, lehe sonuçlandığını gördüğüm o ilk davadaki gibi sevindim, olumlu bir habere ihtiyacım varmış, bahane arıyormuşum da bulmuşum gibi sevindim. Gündem, haftanın sonraki günlerinde yine yoğun ilerledi… Ülke gündemi hep yorgun… Fakat ben, bugün, umut verici bu kararı yazacağım. Tam da bu yoğun gündemli günlerde, umut bulaşıcı olsun diye…
Kısaca hatırlamak gerekirse, 01/03/2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik; elektrik ihtiyacını karşılamak için yürütülen madencilik faaliyetlerinin zeytinliklere denk gelmesi halinde; zeytinliğin taşınmasına, sahada madencilik faaliyetlerinin yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine olanak sağlamaktaydı… İlgili Yönetmelik düzenlemelerine karşı yürütmenin durdurulması talebiyle açılan iptal davasında, önce yürütmenin durdurulması kararı verilmiş, ardından da Danıştay 8. Dairesi yönetmelikteki ilgili düzenlemelerin iptaline karar vermişti…
Söz konusu iptal kararının davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine, karar temyiz incelemesinden geçti ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından onandı… Yani, Yönetmelikteki söz konusu düzenlemeler kesin olarak iptal edildi.
2017 yılının bahar aylarında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, yine zeytin ile ilgili bir hukuki düzenlemeye karşı itirazlarımızı sunmak için çalışıyorduk. Zeytinlik sahaları ilgilendiren maddeler içeren Üretim Reform Paketi Kanun Tasarısının görüşüldüğü TBMM Komisyonunda, sektör temsilcileri, üreticiler ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikteydim… 30’lu yaşlarımın ilk yıllarıydı… Belki daha inançlı, belki daha inatçı, kesinlikle daha umutluydum. Dönüp baktığımda, sektörün itirazlarını çekincesiz ve tüm netliğiyle aktardığını da, komisyon tarafından itirazlara kulak verildiğini de net olarak hatırlıyorum… Tasarı ile ilgili çekincelerin komisyon üyeleriyle ayrıntılı olarak görüşüldüğü günlerdi… Neticede, sivil toplum kuruluşlarının, sektör temsilcilerinin itirazları dikkate alındı ve kamuoyunun da zeytine verdiği destekle, zeytini ilgilendiren maddeler tasarıdan geri çekildi, süreç nihayete erdi…
O günden bu yana yaklaşık sekiz yıl geçti. Masaya yatırılan konular defalarca değişti… Ancak bu sekiz yıl içinde, zeytinlikleri etkileyen düzenlemeler tekrar tekrar gündeme geldi, fakat hayata geçmeden, hukuki itirazlar dikkate alınarak ya geri çekildi, ya iptal edildi, sonuç itibarıyla yürürlüğe koyulmadı… Son olarak da, yukarıda yer verdiğim Yönetmelikteki düzenlemeler, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından kesin olarak iptal edildi…
Kadim zeytin ağacı, gelecek nesiller ve ülkemizin zeytinciliği için mutluluk verici bir karar… Emeği geçenlere, davaya fikrini yansıtan tüm gönüllülere, sivil toplum kuruluşlarına ve hukuk insanlarına teşekkür edilmesi gereken bir karar…
Bir yandan da, konunun, “enerji üretimine dair yatırımlara ya da madenciliğe karşı olunduğu” gibi son derece yanlış bir perspektiften ele alınmasının önüne geçilmeli…
Zira, ülkemizin enerji ve maden kaynaklarının verimli şekilde değerlendirilmesi elzem, aksinin düşünülmesi dahi imkansız… Ancak, bu faaliyetler için temel öncelikler mevcut; ekosistem dengesi, doğanın sürdürülebilirliği ve binlerce yıldır bu topraklarda doğal varlığını sürdüren milli servetlerimizin korunması gibi…
Zeytinlik alanların geri dönülemez şekilde tahrip edilmesi tehlikesini yaratacak bir başka düzenleme ile hiçbir zaman karşılaşmamayı dilerken…
Bir taraftan da, zeytinciliğimizin dünya pazarında hak ettiği prestiji kazanması için AB tarafından tescillenen coğrafi işaretli zeytin türlerimizin artırılması, Avrupa Konseyi Kültür Rotalarından olan Zeytin Ağacı Rotası’nın aktif olarak hayata geçmesi, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, planlı üretim kapsamında “stratejik ürün” olarak belirlediği 13 tarımsal ürüne zeytinin de ilave edilmesi gerektiğine dair gündemleri de tekrar etmeliyiz…
Toprağına, ürününe, kültürel miraslarına, değerlerine hayran, hatta aşık, olduğumuz bu güzel ülkede… Barışın simgesi zeytin… Ortak aklı, makul müştereği, hukuka olan güvenin sarsılmaz olduğunu hatırlatsın, umut versin gayesiyle… Danıştay’ın, doğal servetimizi koruyan bu kararını… Duyan, duymayana anlatsın…