Boğuluyoruz… (2)

İlk bölümünü geçen hafta yazdığım uyuşturucu yazımı devam ettiriyorum. Emekli emniyet Müdürü Ali Yılmaz’ın araştırması olan rapordan aktarmaya devam ediyorum. Bu hafta uyuşturucunun kullanma nedenleri ve ailelerin ne yapması gerektiği üzerinde duracağım.

Temel madde kullanma nedenleri ve yaklaşık olarak oranı;

  • Ruh hali, duygusal durumu (18)
•Travmatik yaşam olayları (6)
•Arkadaş etkisi (65)
•Aile/akraba etkisi (11)

Kimler bağımlıdır?

Aşağıdakilerden sadece 3’ünün 12 aylık bir süre içerisinde görüldüğü kişi bağımlıdır.

  • Kullanılan madde miktarının sorunlara rağmen giderek artırılması.
•Bırakma çabalarının boşa çıkması.
•Maddeyi sağlamak, kullanmak veya bırakmak için çok fazla zaman harcanması.
• Sosyal, mesleki ve kişisel etkinliklerin azaltılması veya bırakılması…

Madde kullanımının etkileri

Uyuşturucu olarak kullanılan maddelerin kimyasal yapıları birbirinden farklıdır. Kullanıldıklarında merkezi sinir sisteminin farklı bölümlerini etkileyerek fiziksel ve psikolojik tahribata yol açarlar.

  • Aklı ve iradeyi işlemez hale getirir. Kişiyi normal yaşam ve davranışlarından uzaklaştırır.
•Bulantı, kusma, karın ağrıları, kabızlık, ishal, mide ve bağırsak spazmlarına/kanamalarına sebep olur.
•Tüm iç organların zarar görmesine ve buna eşlik eden bir dizi hastalığa neden olur.
•Zehirlenmelere ve bu yolla gelen ölümlere sebep olur.
•Uyuşturucular, bireyin çevreye uyum yeteneğini azaltır. Bağımlı giderek aileden ve çevresinden kopararak, yalnızlaşır. Çoğu zaman bu tabloya ağır bunalımlar eşlik eder.
•Maddeyi bulamadıkları zaman yoksunluk sendromu yaşar.

Madde kullananlardaki belirtiler

  1. Yalan söyleme
2. Hırsızlık/suç işleme
3. Farklı arkadaş grupları ile birlikte olma
4. Okul başarısında düşüş 5. Uyku sorunları
6. Fiziksel görünümde değişikler
7. Yeme içme alışkanlığında değişiklikler
8. Aile ile iletişimde kopukluklar
9. Kendine öz bakımda azalma, kılık kıyafetin de değişiklikler görülen bazı belirtilerdir.

Önleyici Faktörler

Toplumda bağımlılık yapıcı maddelerin kullanılmasını ve yayılmasını önleme çalışmaları, bu maddelerin yarattığı bireysel ve toplumsal sorunları en aza indirmek ve toplumda sağlıklı davranışların gelişmesini sağlamak amacıyla yapılmaktadır. Madde kullanımının insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkisi nedeniyle ülkenin sağlık harcamaları artmaktadır. O nedenle önleme çalışmaları her zaman tedavi çalışmalarından önde gelir.

Her türlü önleme programı maliyetinin, tedavi maliyetinden daha düşük olduğu gözlenmiştir.

  • Uyuşturucu maddeler ile ilgili yaşa uygun doğru bilgilenme şarttır. Bağımlılık, geliştikten sonra tedavisi oldukça güç olan bir hastalıktır. • Güçlü ve pozitif aile bağları • Anne-Babaların çocuklarıyla ilgili olmaları ve çocuklarının kimlerle arkadaşlık ettiğinden haberdar olmaları…. •Aile içi kuralların açık olması ve herkesin bunlara uyması •Okulda başarılı olma •Okul, STK’lar ve kulüpler gibi kurumlarla kurulmuş güçlü bağlar gereklidir. •Spor, sosyal ve kültürel faaliyetler. •Stresten uzak durma.

Aile ne yapmamalı?

  • Kabullenmeme-inkâr: “Yok, benim çocuğum asla kullanmaz.” •Kendini ve eşini suçlama: “Bu çocuk senin yüzünden böyle oldu.” “Biz iyi anne-baba olamadık.” •Hayal kırıklığı, çaresizlik duygusu: “Ben seni bunun için mi yetiştirdim?” “Her şey bitti, artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz.” •Öfke: “Benim böyle bir çocuğum olamaz!” •Çocuğu suçlama ve aşağılama: “Senden hiçbir şey olmaz.” •Uç kararlar alma: “Okul hayatın bitti.”

Aile ne yapmalı?

  • Aileler çocuklarına değer vermeli, iletişim kurmalı, özellikle ergen çocukları anlamaya çalışmalıdır. •Ayrıca çocukların yeteneklerine uygun sosyal ve kültürel faaliyetlere yönlendirilmesi ve gerektiğinde profesyonel destek alınması sağlanmalıdır. •Eğer kişi maddenin etkisi altında ise onunla bu durumda konuşmanın yararı olmaz. •Kendinizi hazır hissetmeden onunla konuşmayın. •Açık, samimi ve inandırıcı olun, öğüt vermeyin. •Genellemeler yapmaktan kaçının. •Korkularınıza dayanarak konuşmayın. •Onu etiketlemekten kaçının, çünkü “kullanıcı olarak” etiketlenen kişiye yaklaşmak çok zordur. •Önyargılarınızın farkına varın (“Bunlar iflah olmaz”), böylece yanlış iletişim kurma olasılığını azaltırsınız. •Kendinizi onun yerine koymayı deneyerek onun düşünce, yaşantı ve korkularını anlamaya çalışın. •Uzman yardımı alması için samimi bir yaklaşımla onu ikna edin.

Madde bağımlılığında tedavi

  • Madde kullanan ve tedavi olmak isteyen, bu konudaki problemlerine çözüm arayan kişi ve yakınları hastanelere bağlı Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezleri (AMATEM) ile psikiyatri kliniklerine başvurarak tedavi olabilirler. •Hasta ve doktor işbirliğiyle yürütülen tedavi, 2-6 hafta arasında hastanede yatarak arındırma ve bir yıl süre ile psiko-sosyal tedavi şeklinde gerçekleşmektedir. En iyi korunma yolu hiç başlamamaktır. •Maddeden kurtuluş mümkündür ama zor bir süreçtir. •Bağımlılık düzelebilir ancak tam olarak iyileşmenin gerçekleşmesi için ciddi bir çaba ve zaman gerekmektedir. Üstelik uygulanan uzun süreli tedavilerin maliyeti çok yüksektir. •Kişinin tedavi olmayı istemesi ve kendini hazır hissetmesi en önemli aşamadır. •Bu süreçte doğru iletişim ve bağımlının yaşadıklarını yakınlarıyla paylaşması önemlidir. •Bağımlılık tedavisi kişiye, kullanılan maddenin cinsine ve kullanım süresine göre değişiklik gösterir. •Maddeyi kişinin tek başına bırakması neredeyse imkânsızdır, muhakkak uzman yardımı alınmalıdır. •Maddenin arındırılması sonrasında mutlaka ortam değişikliği şarttır. Aynı ortamda ve aynı arkadaş gurubu ile birliktelik, uyuşturucuya yeniden başlamak için uygun bir zemindir. •İyileştikten sonra gerekli sosyo-psikolojik tedbirler alınmazsa, bağımlılığın yineleme oranı çok yüksektir.

Risk faktörleri

  • Psikolojik sorunları olan ya da herhangi bir madde bağımlılığı bulunan ebeveynin çocukları daha büyük risk altındadırlar. •Ebeveyn-çocuk arasında bağlanma ve ilgi eksikliği (özellikle “Baba” rolünün ev ortamında eksikliği) •Sınıfta aşırı utangaçlık ya da şiddet içeren davranışlar •Okul başarısında görülen düşüşler •Yanlış arkadaş edinme.(Devam edecek)