Barış Pınarı Harekatı, Türkiye'de bir 'muhalefet sorunu' olduğunu bütün açıklığıyla ortaya koydu!..
Her fırsatta, en baştaki liderden, en küçük ilçedeki ilçe başkanına kadar ağızlarına pelesenk ettikleri; "Biz kurucu partiyiz (Yani; 'Cumhuriyet'in" demek istiyorlar), Biz Atatürk'ün partisiyiz" sloganını sarf eden CHP'nin ne halde olduğunu ortaya koyan bir tablo var, ortada!..
Mecliste'ki oylamada "Evet oyu kullanacaklarını" açıklarken, genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun "gerekçe olarak söylediklerine" bakın; "Oradaki askerlerin burnu kanamasın diye tezkereye içimiz yana yana evet diyeceğiz."
Harekat nereye yapılacak; Fırat'ın Doğusu'nda "PYD ve YPG'nin kümelendiği bölgedeki ABD'nin sınırlarını çizdiği 120 x 30 kilometrelik alana... Tel Abyad Resulayn arasındaki bölge...
Peki, "orada Türk askeri var" mı; yok. Hareket başlarsa olacak; Türk askeri Koalisyonun ve ABD'nin, Rusya'nın "Evet" dediği, "kimsenin itiraz etmediği" yerlerde var; İDLİP etrafındaki Gözlem Evlerinde ve "ABD askerleriyle karadan ve havadan devriye gezilen 5 kilometrelik "Güvenli Bölgede!.."
Ama, "Tezkere Meclis'ten çıkarsa", Türk askeri 30 kilometre Güney'e kadar inecek ve Milli Savunma Başkanlığı'nın açıklamasındaki gibi "Ya şehit ya Gazi" tablosu ortaya çıkacak.
Siz, "Kılıçdaroğlu'nun söz ve gerekçesine bakın" ve bir de gerçeklere!..
Eğer "yüreğin yanıyorsa, HDP 'Hayır Oyu vereceğini' açıkladığı için, onlarla beraber görünmek istemiyorsan", çıkarsın Meclis salonundan oy vermezsin; Tezkere nasıl olsa, "AKP ve MHP'nin oyları ile" kabul edilecek. İyi Parti oyları da cabası..
Yooo, "O terör yuvası olacak bölgede bir YPG / PYD ‘terör üretecek’ bir devletinin kurulmasını istemiyorsan, 30 kilometrelik güvenli bir barış koridorunun olmasını istiyorsan, o bölgeye Türkiye'deki 3.5 milyon Suriyelinin 2 milyonunun yerleştirilmesini istiyorsan", dersin ki; "Bu harekat haklıdır, yapılmalıdır. 'Evet oyu' vereceğiz Allah Mehmetçiği muzaffer etsin!.."
Böyle "garip ve acaip bir gerekçe ile ‘Evet' diyerek” ne kazanıyorsun; Harekatta "şehitler olursa" onların üzerinden Erdoğan ve AKP iktidarına yüklenme fırsatı; yazıklar olsun!..
Ne oldu; yapılan "Güvenlik toplantısına AKP'li, MHP'li milletvekilleri geldi, hatta AKP'li yöneticiler vardı. Sizleri çağırmadılar!.."
Dahası Erdoğan Millete "AKP'ye katılma çağırısı" yaptı ve de "Millet İttifakının parçalanması çok önemli" deyiverdi.
Ya, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e ne demeli; güya ABD Başkanı Trump'ın "Türk ekonomisini mahvederim” sözüne cevap veriyor; "İnönü" ne demişmiş; "Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de orada yerini alır!.."
Vay canına, "şu tecrübeli" siyasetçiye bakın; "bu sözün 1960'lı yılların başında söylendiğini, o günlerde Dünya'nın 3 bloka ayrıldığını, bir yanda ABD liderliğinde NATO'nun arkasında Batı Bloku'nun, öte yanda Rusya'nın liderliğinde Demirperde Bloku'nun ve de ortada da Tito (Yugoslayva) / Nehru (Hindistan) liderliğinde çatışan iki bloka katılmayan ülkeleri bir araya getiren Üçüncü Dünya Bloku'nun olduğunu bile hatırlamıyor, hatırlayamıyor!..
Bugün nerede o bloklar; "Şangay Beşlisi'ni blok saymak" mümkün mü; oradaki manzara içler acısı; hem ekonomik olarak, hem de siyaset ve güvenlik olarak; birbirleriyle "Su savaşı yapanlar" bile var!..
MHP'ye gelince, "Genel başkanlarından ve Genel başkan yardımcılarından milletvekillerine ve yerel yöneticilerine de sirayet eden" ve siyasi literatürümüze de "günlük" olarak giren "edep dışı hakaretlerle dolu" konuşmalarla beslenen ve de "Erdoğan'ı 'itirazsız' destekleyen, yumuşamaya karşı, sertlik yanlısı" bir politika; o kadar!..
Türkiye'de bir iktidar var, ya muhalefet?..
+++++++
Okuyucu Soruları...
Soru, MHP'lilere!..
Bir okuyucum soruyor; "Soner Yalçın'ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yazdığı bir açık mektup İnternet'te dolaşıyor; ben yeni gördüm. Uzun bir mektup, ben içinden bir bölümü seçiyorum; 'Sorular' bölümündeki sorulardan bazılarını. Siz "milliyetçi / ülkücü" bir düşünce yapısına sahipsiniz, meslektaşınızın bu soruları ve cevapları konusunda ne düşünüyorsunuz?..
* Türk Bayrağı'nın yakılmasını, göklerden / direklerden indirilmesini protesto ettin mi; Hayır!...
* Atatürk heykellerinin parçalanmasını protesto ettin mi; Hayır!...
* Bu ülkenin parsel parsel özelleştirme adı altında satılmasını protesto ettin mi; Hayır!...
* Türk kimliğinin-kavramının Anayasa'dan çıkarılmak istenmesini protesto ettin mi; Hayır!...
* Devlet nişanından, devlet kurumlarından Türkiye Cumhuriyeti ibaresi kaldırılmasını protesto ettin mi; Hayır!...
* Andımızın kaldırılmasını protesto ettin mi; Hayır!..
* 23 Nisan gibi, 19 Mayıs gibi milli bayramlarının kaldırılmasını protesto ettin mi; Hayır!...
* Süleyman Şah Türbesi'nden kaçılmasını protesto ettin mi; Hayır!...
* Ülkenin parçalanma projelerini protesto ettin mi; Hayır!...
* Peki neyi protesto ettin?.."
CEVABIMDIR; Benim bu sorular ve cevapları konusundaki görüşüm, bugüne kadar Bahçeli ve etrafındakiler ile ilgili yazdıklarımda vardır. Yeniden yazmama gerek yok. Ama "bu sorular" asıl MHP'li milletvekillerine, yerel yöneticilerine, belediye başkanlarına ve o partiye oy verenlere ..."protesto ettiniz mi" diye sorulmalı; ben de merak ediyorum; cevapları ne olacak acaba?..
Cevapları "Evet" ise, yukarıda Allah var, "Hayır" ise Bahçeli!..
+++++++
Sözün Özü
Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta sulh, dünyada sulh" sözüne bir de eklemesi vardır; "Vatanın müdafaası mecburiyeti olmadıkça, savaş bir cinayettir; biliyoruz ki; "Vatan" deyince gerisi teferruattır ve Türk askeri bugün Suriye'de "Vatanım için bulunuyorum" diyor!..
++++++++
Mehmetçik Suriye'de savaşıyor; onlar?..

Yer; Türkiye'de "herhangi bir yer" olabilir; zira her yerde var; ama burası Başkent Ankara ve Önder Mahallesi!..
Selçuk Caddesi'nin hemen hemen yer tarafını "Arapça yazılı" dükkanlar istila etmiş.
Türk esnaf dert yanıyor; "Ne yazar kasaları var, ne vergi levhaları. Kira yok, vergi yok. Bizim 10 liraya sattığımızı, onlar 5 liraya satıyor. Biz, birer birer kepenk indiriyoruz. Onlar kazanıyor. Onlar iş buluyor, iş yapıyor, teşvik ediliyor, biz işsiz, aşşız kalıyoruz! Haberiniz var mı, çocuklarımızın okullarında artık Arapça anonslar yapılmaya başlandı!.."
Ey yetkililer; giderek tehlikeli hâl alan bu sosyal ve ekonomik yaraya, "kanlı" güvenlik yaraları da ekleniyor; görmüyor, duymuyor ve "ne olacak bu işin sonu" diye düşünmüyor musunuz?..
+++++++
İnternet'ten "acı" gerçekler!..

