Evet, “Milli Eğitim Bakanlığı’na ve Danıştay’a en güzel cevap” bir Belediye Başkanımızdan, hem de Cumhur İttifakı’ndan, “eski MHP’li, şimdi de AKP’den Ankara / Keçiören Belediye başkanlığına seçilen” Turgut Altınok’tan geldi… Gazetelerde haberini okuyunca, resimleri görünce, “İŞTE GERÇEK TÜRK MİLLİYETÇİSİ, İŞTE GERÇEK ATATÜRK MİLLİYETÇİSİ” dedim. Ankara’da olsam, randevu alır, gider alnından öperdim!.. Andımız’ın Milli Eğitim Bakanlığı’nın itirazı ile Danıştay tarafından yasaklanmasından, “Atatürk kabartmasının Devlet Madalyasından silinmesine” kadar art arda gelen ve son günlerde de “Atatürk anıtlarına yapılan saldırılardan, iğrenç ifadeli yazılara kadar uzanan” acı gelişmelere karşı “tam bir Türk Milliyetçisi cevabı oldu”; Turgut Altınok’un yaptıkları… Ne yaptı Altınok, işte yaptıkları; Botanik Parkı'na “Atatürk” adını verdi, park içine yeni yaptırdığı üzerinde Atatürk portresi yerleştirilen bayrağımızın üzerine de “Ne Mutlu Türk'üm Diyene” yazdırdı ve “Bizim Andımız hepimizin gururudur, yüz akıdır. Bunu söylemekten şeref ve onur duymalıyız” dedi. Bitmedi, ilave etti; “Andımızı haykıra haykıra söylememiz lazım. ‘Türk'üm, doğruyum, çalışkanım’ demekten kim gocunur, kim alınır, neden alınır? Andımızı gururla okumalıyız.”

Dahası “resimde de görüyorsunuz” Dünya Kadın Hakları Günü’nde de “kadınlarımızı, büyük analarımızı, analarımızı, bacılarımızı, kız çocuklarımızı unutmadı” ve “Onları, saygıyla, sevgiyle” bağrına bastı!..
“Türk” adını, “Atatürk” ismini Anadolu’dan silme çabaları, okul kitaplarından, statlardan, müze ve kültür evlerinden, Devlet Korolarından, cadde ve parklardan Türk Silahlı Kuvvetleri okullarının yönetmeliklerine kadar” ulaştırılırken, Türkiye’nin başkenti Ankara’dan yükselen Altınok sesi, “tam bir cumhur belediye başkanının haykırışı” oldu!..
Onu kutluyor, bir TC vatandaşı olarak tekrar tekrar teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum.
Şair Eşref Şayet Yaşasaydı… Ne yazardı?
“Bostan ve Hıyar” Gazeli...
Haberlere bakılırsa, yâr perişan, memnun ağyar,
Zira vekâletin biri, bunu edinerek şiar...
Devlet korosu isminden, “Türk Müziği”ni çıkartmış,
Bilgi sahibi olmadan, yine verilmiş bir ayar
O halde iş başa düştü, ağzımızı pek bozmadan
Anlatalım açık seçik, öğrenirse belki cayar
“Türk”üz türkü çağırırız, şarkı söyleriz şarklıyız
Anadolu’daki bebe, doğar, yaşar bunu duyar
Çünkü Makam müziği bu, işte biz bundan farklıyız
“Bir şey anlamaz” der Kemâl, budur musikîde miyar
“Kürsübaşı, Medeniyet, Sıra Gecesi, Rumeli...”
Bu kültürün yekûnundan beslenir ve ona uyar
Biri ağaç biri meyve, gülistanla gül misali...
Bahçevân’ın derdi nedir; neden yeni isim koyar?
Yok bu böyle olmayacak! Daha basit anlatmalı...
Hem mütevazı idrak hem, anlasın şu bilgisayar
Hem müderris hem talebe, her seviyeden ahâli
Yerde sürünen mahlûkat, ya da göklerdeki tayyar
Hem evliyâ hem de torlak, makûl bulursa izâhı
Tahrip etmek hususunda, belki bazı gözler doyar
Biri anne; biri onun çocuğuymuş gibi düşün
Biri velûd kaynak sanki, biri ondan doğan pınar
Biri bereketli toprak, biri bahçenin mahsûlü
Biri asırlardır sabit, biri asırlardır seyyar
Hem bakanlar hem görenler, anlamıştır İnşaallah...
Bostan demeli bostana, elbet hıyara da hıyar!
Nihat Demirkol
Erdem ve… Politika
Hazreti Peygamber “Ben güzel ahlâkı tamamlamaya geldim” buyuruyor. Marks “Politikada ahlâk olmaz” diyor. Kant “İnsan serapa ahlâk konusudur” diyor ve devam ediyor; “Politikada ahlâkın durduğu yerde ahlâkın politikası yapılmaya başlar. Ben şahsen bunun çok örneğini gördüm. Politikanın mutfağında ahlâk dışı sosların nasıl aromalandığına ve halka nasıl servis edildiğine tanıklık ettim.”
Ali Naili Erdem

İnternet’ten “esen” Rüzgarlar!..
İşte, Atatürk’ümüzün Kadını!..
Haber: Iğdır'da 112 Acil Çağrı Merkezi'ni arayan 87 yaşındaki Latife Yargı, evinde Atatürk portresi olmadığını belirterek yardım istedi.
Sağlık ekibi, Yargı'nın evine Atatürk portresi götürerek bu isteğini yerine getirdi. Ne Mutlu Türk'üm Diyene!..
Sözün Özü
Berberoğlu’na gelince “Karar yetkiniz var”, Gergerlioğlu’na gelince “Karar yetkiniz yok”; Anayasamıza ve demokratik rejimimize, hukuk devleti oluşumuza, evrensel insan haklarının uygulanabilmesine göre, Devlet Bahçeli “Anayasa Mahkemesi’nin kapatılması ertelenemez bir hedef olmalıdır” sözünde haksız, ama… Acaba, “sadece sizin döneminiz için” haklı mı?..