"Beklentilerim " diyemiyorum. Tek kişinin yürütme, yasama, yargı erklerine egemen olduğu bir ülkede ne beklentim olabilir ki?
Dilerim öncelikle bu durum son bulur. Türkiye yeniden çağdaş demokratik düzene döner.
Yeter mi? Yetmez!
Bu dönemden önceki demokratik dönemin de demokratlaşması gerekir. Önce demokrasinin olmazsa olmazı sayılan “Politik Partilerin” demokratlaşması gerekiyor. Bunun için de, milletvekilleri, yerel yönetici adaylarını genel başkanların seçtiği, “genel başkanlık düzeni”inden kurtulmalıyız. En azından bu adayları, parti örgütü üyeleri seçmelidir.
Bir partinin genel başkanlığını ele geçirenlerin, dirlik boyu orada oturmalarının kurallaştığı bir ülkede çağdaşlıktan söz edilebilir mi?
Çağdaşlık, deyince ana konuya girmiş olduk.
Atatürk; Türkiye'yi, Türk'ün Töresi’nin temel ilkeleri doğrultusunda çağdaş değerlere göre kurdu. Çok kısa sürede çok büyük işler başarıldı. İlkel tarım ülkesi iken; içeride sanayileşen, dışarıya uçak ve silah satabilen, yeryüzünün saygın ülkelerinden biri ortaya çıktı.
“Türklük Bilinci ile Bilim Yolu Türklüğü” geleceğin göklerine ulaştıracak iki kanat oldu. Atatürk'ten sonra başlayan gittikçe gelişerek ülkemizi ele geçiren karanlıktan, karanlıkçılıktan kurtulmalıyız.
“Yeniden Türklük Bilinci ile Bilim Yoluna” yönelmeliyiz.
2021’de bunlar olmalı… Oldurmalıyız.