Bugünü hatırlayanlarından ve “önemini hatırlatanlarından” biri de, İstanbul Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi (İSTÜN) Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özer Ergün idi.
“Bu yıl 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nün sloganının ‘Büyütelim, Besleyelim, Hep Birlikte Sürdürelim’ olarak belirlendiğini” belirten Prof. Dr. Ergün “Bir ülkenin gerek kültürel gerek ekonomik kalkınmasında ‘Üstün özellikli insan gücü’nün büyük önem taşır. Bunun da ilk şartı sağlıklı ve dengeli beslenmektir” dedi.
“Güvenli gıda ve yeterli beslenmenin yüzyılımızın önde gelen problemlerinden biri olduğunu” anlatan Ergün şunları söyledi; “Bugün dünya nüfusunun 820 milyonu açlık tehdidi altında kıvranıyor. Yaşadığımız dünyanın en acı gerçeklerinden biri bu. Ülkeler kendi insanını nasıl besleyeceğini kara kara düşünüyor. Yetersiz beslenmede en büyük zararın, düşük gıda üretimlerine karşılık hızlı nüfus artışını gösteren geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde olduğunu görüyoruz.”
Acı tablo ve çözüm…
“Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün araştırma sonuçlarına göre, ‘hastalıkların % 72’sinin gıda kaynaklı’ olduğunu” söyleyen Ergün, “Dünyada gıda ve beslenme durumu” konusunda şu açıklamayı yaptı:
- 1.5 milyardan fazla insan yoksulluk sınırının altında. Açlık sınırının altında yaşayanların 790 milyondan fazlası gelişmekte olan ülkelerde bulunuyor. 800 milyona yakın kişi ise obez ve fazla kilolu. Bunun da 120 milyonu 5 – 19 yaş arası çocuklar ve gençlerden oluşuyor. 150 milyon çocuk olması gereken canlı ağırlığın altında olup maalesef ki 180 milyon çocuk da bodur – cüce kalmış durumda. Her yıl 5 yaşın altında 11 milyon çocuk açlık ve beslenme bozukluğu sonucu ölüyor. Buna rağmen 5 yaşın altındaki 40 milyon çocuk da fazla kilolu. Ülkemizde ve dünyada sağlıksız, yetersiz beslenmenin ana nedenleri; satın alma gücünün düşüklüğü, gıda üretimindeki kayıplar, verim düşüklüğü, toprak erozyonu, kuraklık, eğitim eksikliği, israf ve ürün kayıpları. Gelişmekte olan ülkelerde ürün kaybı, daha hasat aşamasında yüzde 40. Tarım koruma ilaçlarının kalıntıları, tedavi amaçlı kullanılan ilaç kalıntıları, ağır metaller gibi çevre zehirleri, çok yaygın bir şekilde kullanılan kimyasal gıda katkı maddeleri, radyoaktif madde kalıntıları ve biyolojik zehirler tüm dünyada insan sağlığını tehdit ediyor. Bu nedenle güvenli gıda üretimi ile gıdaların tüketim aşamasına kadar sürekli takibi ve kontrolü, gelişmiş dünya ülkelerinde koruyucu hekimliğin en önemli görevi olmalı.
Açlık ve sağlıksız beslenmeye karşı her şeyden önce dünya gıda ürünlerinin ülkeler ve bireyler arasında adil bir şekilde dağılımı sağlanmalı. Bu dağıtım şimdiye kadar hep gelişmiş ülkeler lehinde gerçekleşti. Ayrıca dünya ülkelerinin lüks tüketim harcamalarında yapılacak tasarrufların ve gıda israfının önlenmesi ile elde edilecek gelirler, fakir ülkelerin beslenme sorunlarının çözümünde kullanılmalı.
*******
Prof. Dr. ÖZER ERGÜN KİMDİR?
1955 Edirne – Uzunköprü doğumlu olan Prof. Dr. Özer Ergün, 1977 yılında İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ni bitirdikten sonra, 1984 yılında Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi’nde “Gıda Hijyeni ve Teknolojisi” alanında doktorasını tamamladı. 1987’de İstanbul Üniversitesi’nde Doçent, 1993 yılında da Profesör oldu. İstanbul Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi (İSTÜN) Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi olarak akademik çalışmalarını sürdüren Prof. Özer, aynı zamanda “Gıda Hijyenistleri Derneği, Gıda Güvenliği Platformu ve ‘Bi’sorye’nin kurucusudur.