İsrafa dur de İstanbul kampanyası başlıyor
İsrafa dur de İstanbul kampanyası başlıyor
Paylaş:
İsraf bütün kötülüklerin anası desem hiç de abartmış olmam…
Yıllardır bu konuda yazıp çizeriz… Özellikle ekmek israfı gazetelerin ve gazetecilerin hep gündeminde oldu. Sonraları televizyon kanalları da bu soruna el attı.
Ancak hep yetersiz kalındı. Oysa sorun çok büyük… Sorunun temelinde ekonomi var. İsraf enflasyonu körükleyen en önemli nedenlerin başında geliyor.
Dahası israf bugünlerin güncel başlığı, sürdürülebilirliğin de en önemli sıkıntılarından biri sayılabilir.
Ekonomideki gelişmenin, gelir dağılımının da temeline dinamit koyan önemli bir sorun olarak yer alıyor israf…
Konuyla ilgili ilk bilgilendirme İstanbul Ticaret Odası Gıda İhtisas Komitesi’nin toplantısında masaya yatırıldı.
Ardından İstanbul Ticaret Borsası’nın, Güvenilir Ürün Platformu’nun desteğiyle düzenlediği Borsa Meydanı’nda bu konu ele alındı.
Konu “Horeca Sektöründe Gıda İsrafı” olarak belirlenmişti.
Otel, restoran ve kafelerde büyük miktarlarda gıda israfı gerçekleştiğine dikkat çekildi. En çarpıcı tespitlerden birini Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) Genel Sekreteri Ebru Koralı yaptı ve şöyle dedi:
“Dünya çapında gıda kaybı yeniden hesaplandı. WWF ve Tesco’nun yeni raporunda, her yıl dünya çapında üretilen gıdanın yaklaşık yüzde 40’ının yenmediğini gösteriyor. Bu rakam şimdiye kadar tahmin edilen yüzde 33’lük rakamdan çok daha yüksek.”
Yemek sanayicilerinin önemli isimlerinden ve TOBB Hizmet Sektör Kurulu Başkanı Hüseyin Bozdağ’ın önderliğinde İstanbul Sanayi Odası Meclis Salonu’nda Güvenilir Ürün Platformu koordinasyonunda gerçekleştirilen toplantıda sorunun tarafları olaya el koydu.
İş dünyasının en çalışkan isimlerinden Hüseyin Bozdağ’ın “Gıda İsrafında Farkındalık” oluşturmaya dönük çalışmalara tam destek vereceğini açıklaması toplantının en anlamlı tespitlerinden biri olarak kayıtlara geçti.
İstanbul Sanayi Odası Meclis Salonu’nda gerçekleştirdiğimiz toplantıya sektörün önde gelen bütün isimleri katıldı ve Hüseyin Bozdağ’ın konuşmasını ayakta alkışladı.
Hüseyin Bozdağ ayrıca israfın enflasyondan cari açığa, refahtan gelir dağılımına birçok olumsuzluğun da anası olduğunu vurgulayarak en başta belirttiğimiz büyük sıkıntıya katıldığını ortaya koydu.
İstanbul Tarım ve Orman İl Müdürü Suat Parıldar ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi konuyla ilgili Başkan Danışmanı ve İSO Meclis Üyesi Mehmet Çakılcıoğlu mesajları ile israf konusuna dikkat çekip çok önemli mesajlar verdi.
Süreç böyle ilerlerken bütün bu çalışmalara önderlik yapılması ve koordine edilmesi için İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekip Avdagiç devreye girdi.
Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin geleneksel yıl sonu toplantısında Güvenilir Ürün Platformu Genel Sekreteri Elif Attepe’ye bütün çalışmaları birleştirmesi yönünde telkinde bulundu.
Zaten Şekip Avdagiç dünyanın en önemli gıda etkinliklerinden biri olan SİAL’de olayı gündeme getirmiş ve Türkiye’nin Avrupa ülkelerinin neredeyse üç katı israf sıkıntısı ile karşı karşıya kaldığını vurgulamıştı.
Türkiye’de 113 kiloya varan kişi başına israfın 50 kilo düşürülmesinin bile çok önemli sıkıntıları ortadan kaldıracağını açıklamıştı.
İşte bu gelişmeler üzerine zaten bu konuda çok hazırlıklı olan İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Özer çalışmalara hız verdi.
Konunun bütün bileşenlerini bir araya getirdi. Ve düğmeye bastı.
Herkes vardı bu defa israfla mücadelenin içinde… Millî Eğitim’den Ticaret Borsası’na herkesi bir araya getirmeyi başardı.
Bu konuda çok önemli çalışmalar yapan Gıda Perakendeciler Derneği Başkanı Alp Önder Özpamukçu’nun tam desteğini aldı. PERDER’i sistemin içine dâhil etti.
Bütün sektörler tam bir birliktelik sağladı ve İstanbul Ticaret Odası’nın önderliğinde ilk olarak afişle görsel farkındalık çalışmasına adım atma kararı aldı. Ardından da eğitim çalışmaları ve diğer çalışmalar devreye girecek gibi görünüyor.
800 bini aşan üyesiyle dünyanın en büyük ikinci odası olan İstanbul Ticaret Odası’nda başlatılan bu kampanyanın ilk sloganı ‘Gıdada İsrafa Dur De İstanbul’ olacak.
Kampanyanın önderliğini yapan İstanbul Ticaret Odası’nın başkan yardımcısı Ahmet Özer, israfın hem bünyeye hem de bütçeye zarar olduğunu vurgulayarak başlattığı çalışmaya ilişkin şunları ifade etti:
“2022’den 2023’e geçerken aniden yükselen fiyat artışlarının sebebini öğrenmek için araştırma yaptık. Tarlada 1 lira olan domatesin sofraya gelene kadar 10 lira olmasının arkasındaki nedenlerden birinin israf olduğu gerçeği ile karşılaştık. Henüz, tüketicinin evine girmeden, kaybolan ürün miktarının çok fazla olduğunu anladık. Ne kadar çok israf ederseniz, o kadar çok enerji kaynağı kullanırsınız. Bu sebep bizi yola çıkardı” diyerek durumu şöyle özetledi: “Türkiye kendi kendine yetebilen bir tarım ülkesiyken bir noktadan sonra, dışarıdan ürün alan toplum haline geldi. Bir yıl önce yola çıktığımız bu yolda süreçleri daha yeni başlatıyoruz. Önce gerekli araştırmaları yaptık. Gerçekten israf bu düzeyde mi diye? Bunların hepsini araştırdık. Geldiğimiz noktada böyle bir israfın olduğunu gördük. İsrafın neticesinde her şeyi pahalı yiyoruz. İstanbul genelinde çalışacağız. Bundan sonra kamuyla daha çok projeler olması gerektiğine inanıyorum. Bu çalışmaların sayısı artmalı. Farkındalık oluşturmak istiyoruz. Az tüketin de demiyoruz. Ülke kaynaklarının verimli kullanılmasını tavsiye ediyoruz.”
TALEBE GÖRE ÜRETİM
Ahmet Özer, gıda israfı ve üretim aşamasındaki süreçlerle ilgili olarak da şu bilgileri paylaştı: “Tedarik zinciri süreçleri, tüketici alışkanlıkları, kafe, restoran, otel, depolama gibi birçok alanda ciddi israf var. Dünya genelinde gıda israfının oranı yüzde 30’lara yaklaştı. İsrafı sıfıra indirmek tabii ki mümkün değil. Ama en azından yüzde 10 seviyesine bile düşürsek, yüzde 20 daha uygun şartlarda enerji harcayacağız. Elimizdeki varlıkları yüzde 20 daha az harcadığımızı düşünürsek, çok iyi bir kazanım elde edeceğiz. Düzenli, istikrarlı ve talebe göre üretim olmalı. Özellikle taze sebze ve meyvede talebe göre üretim yapılmalı. Fazlasını yaptığınızda üretim alanında yok etmek durumunda kalınıyor veya hiç toplanamıyor. Tarladan çileği ve kıvırcık marulu üstü açık şekilde getirmeye çalışırsanız, 1 saat içinde yolda çürür. Tedarik zincirinin, lojistiğin ve depolamanın düzgün olması lazım.”