Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Küresel finansın geleceği: Doların zor yılları

Okuma Süresi: 4
Küresel finansın geleceği: Doların zor yılları
Paylaş:
Finansal sistemler, küresel ekonomi üzerindeki etkileri ve servet dağılımındaki rolleri nedeniyle tarih boyunca büyük bir öneme sahip olmuştur. Günümüzde de dünya finansal sistemi, servet ve güç birikiminin yönünü belirlemeye devam etmektedir. ABD Merkez Bankası(Fed), ABD Hazine Bakanlığı ve büyük yatırım bankaları ile borsalar aracılığıyla dolar temelli para arzı, küresel finansal düzenin temel taşı haline gelmiştir. Doların hikayesi ABD dolarının küresel finansın merkezi haline gelmesi, 1913 yılında Federal Rezerv Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle başladı. Bu yasa; Yahudi Bankerlere Fed’i kontrol hakkı verdi. 1944 Bretton Woods Anlaşmasıyla dolar, altına endekslenerek rezerv para oldu. Ancak 1970’lerde altın standardından kopulmasıyla tamamen karşılıksız hale geldi. ABD, doları askeri ve ekonomik gücüyle korumaya devam etti. Günümüzde Fed, faiz politikaları ile dünya ekonomisini yönlendirmektedir. Bankalar ve finans sisteminde dolaşan toplam dolar miktarı 125 Trilyon dolara ulaşmış, merkez bankalarının rezervlerinin %60’ı dolar olmuştur. Dünya dolarize olmuştur. ABD’nin borç yükü ABD’nin borç seviyesi tarihin en yüksek noktalarına ulaşmıştır. Ocak 2025 itibariyle ulusal borç 36.2 trilyon dolardır. Yıllık bütçe açığı 2 trilyon dolar, sadece faiz ödemeleri ise 1 trilyon doları aşmaktadır. Bu tablo; ABD’nin küresel finans düzenin jandarmalığından doğan giderlerin bütçe açıkları doğurması ve bu açıkların yüksek faizli Fed kaynaklarıyla kapatılmasından doğmuştur ve bu tablo ABD’nin geleceğini ve küresel finans düzenindeki hakimiyetini tehdit etmektedir. ABD, doların rezerv para statüsünü koruyarak borçlanma gücünü sürdürmeye çalışmaktadır. Ancak Çin’in Yuan’ı ve Avrupa Birliği’nin Euro’su, alternatif rezerv paralar olarak dolara meydan okumaktadır. İktidara yeni gelen ulusalcılar ve Trump; doları korumak ve devlet borçlarından kurtulmak için, bütün dünyayla klasik dengeleri bozmakta, yeni bir ekonomik ve jeopolitik denge oluşturmaya çalışmaktadırlar. ABD’nin giderek artan borç yükü, yatırımcıları ve merkez bankalarını alternatif çözümler aramaya yöneltmektedir. Dijital varlıklar, altın ve bölgesel para birimlerine olan ilginin artması, doların küresel hegemonyasını tehdit etmektedir. Rezerv para savaşları Yakın gelecekte dünya finans sisteminin en kritik konusu rezerv para savaşları olacaktır. ABD doları rezerv para statüsünü kaybederse, borçlanmasını sürdüremeyebilir ve küresel liderliğini kaybedebilir. Ancak rezerv para olarak kalırsa, diğer ülkelerin finansal bağımsızlığı daha da zora girebilir. Bu yüzden finansal sistemde zorlu ve köklü değişimler kapıdadır, doları zor yıllar beklemektedir. Orta vadede merkez bankalarının dijital para projeleri (CBDC) dikkat çekmektedir. ABD, Dijital Dolar ile doların üstünlüğünü korumaya çalışırken, Çin Dijital Yuan ile küresel ekonomi üzerindeki etkisini artırmayı hedeflemektedir. Avrupa Birliği de Dijital Euro projesine hız vermektedir. Ancak CBDC’ler; merkez bankalarının kontrolünü artıracağından gerçek bir finansal devrim yaratmayacaktır. Dijitalleşen dünyada, merkez bankalarının kontrol ettiği CBDC’ler ile blockchain tabanlı bağımsız finansal sistemler arasında büyük bir mücadele yaşanması beklenmektedir. Blockchain ve merkeziyetsiz finans(DeFi) teknolojileri, bireylerin geleneksel finans kurumlarına bağımlılığını azaltarak, daha özgür bir finans sisteminin kapılarını aralamaktadır. Finansal merkezsizlik ve yeni dönem Finansal eşitlik ve bağımsızlık, geleneksel bankacılık sisteminin yerine merkezsiz finans (DeFi) modellerinin geliştirilmesiyle mümkün olabilir. Blockchain teknolojisi ve yapay zeka destekli sistemler, bireylerin doğrudan birbirleriyle finansal işlem yapmasını sağlayabilir. Büyük teknoloji şirketleri Apple, Amazon, Google ve Çinli Ant Group, Tencent gibi devler; finans sektöründe daha fazla söz sahibi olmaya başlamıştır. Bu şirketler, kendi dijital para birimlerini geliştirerek, geleneksel bankacılık sistemini devre dışı bırakabilir. Ancak bunun için finansal alt yapının gelişmesi ve devletlerin parasal kontrol saplantısından vazgeçmesi gerekmektedir. Teknolojik devlerin finansal sisteme entegrasyonu, bankacılık sektöründe büyük bir paradigma değişimine yol açabilir. Yapay zeka, büyük veri ve blockchain gibi yenilikçi teknolojiler, finans sektöründe yeni hizmet modellerinin geliştirilmesini teşvik edecektir. Bu; bireylerin finansal işlemlerini daha şeffaf ve güvenli şekilde gerçekleştirmelerine olanak tanıyacaktır. Dünyanın finansal geleceği Dünya Finans Sistemi büyük bir dönüşüm sürecine girmiştir. Dolar merkezli sistem sürdürülebilirliğini kaybetmekte ve finansal sistem büyük değişimlerin eşiğinde bulunmaktadır. Merkez bankalarının dijital para projeleri devreye girecek, kripto varlıklar daha fazla regüle edilecektir. Ancak uzun vadede; blockchain teknolojisi ve merkezsiz finans sistemleri, yeni bir finansal düzen oluşturabilecektir. Önümüzdeki 15-20 yıl içinde banka ve borsa temelli hiyerarşik sistem yerine, akıllı sözleşmelere dayalı, şeffaf ve erişilebilir bir finansal yapı oluşabilir. Küresel finansal eşitlik ve demokrasi, ancak böyle bir sistemle sağlanabilir. Finansal gelecek; finansal gücün merkezsizleşmesi, inovasyon ve teknolojinin öncülüğünde şekillenecektir. Ancak bu değişim; güçlü ekonomik ve politik dirençle karşılaşacaktır. Stratejik adımlar atılmazsa finansal eşitsizlik daha da derinleşebilecek ve küresel çatışmalar doğabilecektir. Dünyanın finansal geleceği, teknoloji ve adil sistemler üzerine inşa edilmelidir. Bu dönüşüm kaçınılmazdır. Dönüşüm; çatışmasızca, uluslararası ortak akılla gerçekleştirilmeli ve dünya finansal özgürlüğe doğru ilerlemelidir.