Sinema eleştirmenleri, Avusturyalı yönetmen Michael Haneke’nin filmlerini “kimsenin kolayca ve içi rahat bir şekilde seyredemeyeceği filmler” olarak tanımlar. Türkiye de bir Haneke filmi gibi; işçinin, çiftçinin, beyaz yakalının, KOBİ’nin, tüccarın ve sanayicinin işini gücünü kolay ve içi rahat bir şekilde yürütemediği bir film platosu...
Türkiye, 1980’lerden itibaren ihracata dayalı büyüme modelini benimsemiş bir ülke. Ancak bu şablonda en başından beri ciddi bir çelişki var; Türkiye bu büyüme modelinde ihracatı ve ihracattan kazandığı dövizi büyümenin merkezine koymasına rağmen sürekli dış ticaret açığı ve cari açık veriyor. İhracatta başı çeken sektörlerin önemli bir bölümü yerli hammaddeyi ya kullanmıyor, ya da sınırlı ve pahalı kullanabiliyor. En başta doğalgaz ve petrol ithalatına bağımlı olduğu için de bu döngü, böylece sürüp gidiyor.
Yerli girdiyle çalışan ve yerli girdiye, küresel rakiplerine oranla daha fazla kaynak ayıran sektörlerden biri de mobilya. Gözlem Podcast için mikrofon uzattığımız Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Fuat Gürle’nin de vurguladığı ilk konu, bu.
Rusya’nın dört katı pahalı
Gürle, en büyük sıkıntılarının, mobilyanın ana hammaddesi olan odunun Orman Genel Müdürlüğü tarafından yüksek fiyatlı ihaleye çıkması olduğuna dikkat çekiyor: ”Türkiye'de odunun ton birim fiyatı 100 Euro. Bir ay önce Polonya'yı ziyaret ettik ve oradaki üreticilerle görüştük.Orada odunun ton birim fiyatı 50 Euro. Yani Türkiye'nin yarısı. Almanya'da da keza 50 Euro.Rusya'da ise 27 Euro.Biz en baştan odunu pahalı alıyoruz ve daha işin başında rekabette dezavantajlı oluyoruz. Dolayısıyla ortaya çıkardığımız ürün de daha pahalı oluyor. Ticaret Bakanlığımıza ana girdimiz olan odun fiyatlarının yüksek olduğunu dile getirdik.Bakanımız Ömer Bolat konuyla ilgileneceğini söyledi. Beklemedeyiz. Elimizdeki somut gerçek şu; bu odun fiyatlarıyla ihracatımızı artırabilmemiz artık mümkün görünmüyor.”
“On gün öncesine kadar...”
Geçtiğimiz hafta Gürle ile görüştüğümüz günlerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklanması üzerine döviz kurları tarihi zirve yapmış, Merkez Bankası piyasayı dengelemek için rezervlerini eritmiş, yabancı yatırımcılar Borsa İstanbul’dan çıkmıştı. Böylesi bir ortamda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in dümeninde bulunduğu ekonomik programın sektörde nasıl hissedildiğini soruyoruz Gürle’ye. Kısıkköy’de, Karabağlar’da, Torbalı’da neler yaşanıyor?
“Bir buçuk yıldır uygulanan program gerçekten başarılı gidiyordu” diyor Gürle, ancak ekliyor: “Ta ki son on gün öncesine kadar... Merkez Bankamız faizi düşürüyor, ama geçtiğimiz on gün içerisinde faizler hem mevduatta hem de kredilerde yüzde on civarında arttı.”
Tasarım ve markalaşma
Mobilyada da artık tasarım ve katma değerli ürün konusu, yükselen bir deniz haline geldi. Bu denizde yüzmeyi bilmeyenler, kaçınılmaz olarak boğulacaklar. Gürle, bu somut gerçeklik karşısında Birlik olarak attıkları adımları şu sözlerle anlatıyor: “Ezber Bozan Tasarım Yarışması'nı 2025 yılında beşinci kez düzenleyeceğiz. Bu sene temamızı Eko-Tasarım olarak belirledik. Bu temayla çevre dostu, sürdürülebilir ve yenilikçi tasarımları teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (UR-GE) projelerini önemsiyoruz. Geçtiğimiz yıl 34 firmanın katılımıyla ‘Aegean Furniture’projemiz, Ticaret Bakanlığımızca onaylandı ve faaliyetlerine başladı. Pazar araştırma yöntemleri, marka yönetimi ve markalaşma stratejileri eğitimleri verildi.”
“Umudumuzu yitirmedik”
2022 yılında Türkiye’nin yakaladığı 254 milyar dolarlık ihracat rakamını hatırlarken gözleri parlıyor Ali Fuat Gürle’nin.
“Bu, tarihi bir rekordu, biz de mobilya kağıt ve orman ürünleri sektörleri olarak üzerimize düşen payı aldık” diyor ve şöyle bağlıyor sözlerini: “O yıl 8,6 milyar dolar ihracat yaptık mobilya, yonga levha ve tali orman ürünlerinde. Ama o başarıyı bir daha yakalayamadık. Bizim hedefimiz mobilyada, mobilya üretiminde, mobilya ihracatında Avrupa'da ilk beşe girmek. 2006’dan beri sürekli büyüyerek geldik. Ama 2022’den sonra o başarıyı bir daha ne biz, ne diğer sektörler yakalayamadık. Yine de umudumuzu yitirmiş değiliz. Yerel ve küresel gelişmeleri takip ederek, konularımızı başta Ticaret Bakanlığımız olmak üzere ilgili mercilere aktararak, takibini yaparak, üretmeye, ihraç etmeye, döviz girdisi yaratarak istihdam sağlamaya devam etmek istiyoruz. Bunun için çalışıyoruz.”
“Mobilyada yerli hammadde fiyatı çok yüksek, ihracatı artıramayız”
Geçtiğimiz hafta Gözlem Podcast yayınımızda konuk ettiğimiz Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Fuat Gürle, “Türkiye'de odunun ton birim fiyatı 100 Euro. Bu rakam Almanya’da 50, Rusya’da 27 Euro seviyesinde. Biz en baştan odunu pahalı alıyoruz ve daha işin başında rekabette dezavantajlı oluyoruz” dedi.
.webp)
Paylaş: