Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Tıp Bayramı

Okuma Süresi: 9
Tıp Bayramı
Paylaş:
Ekinoks kelimesi Fransızca kökenlidir ve gündönümü anlamına gelir, güneş ekvatora dik vurur, gündüz ve gece eşitlenir. Bu duruma yılda iki defa şahit oluruz: 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde. 21 Mart itibari ile gündüzler uzamaya başlar ve ilkbaharın başlangıcı sayılır. Birçok kültürde, toprağın kış mevsiminde uykuya daldığı düşünüldüğünden ilkbaharın gelişi ile dirildiği inanışına bağlı olarak bu tarihte Nevruz ya da Ergenekon gibi çeşitli isimler ile kutlamalar yapılagelmiştir. Türk kültür yaşamının Yenisey-Orhun orijinli bu ritüelleri, Hun Türkleri vasıtası ile Anadolu, Mezopotamya ve Avrupa dahil tüm dünyaya yayılmıştır. Bizim yarım küremizde, ekinoksta doğanın yeniden canlanması gibi, ülkemiz için de mart ayında ulus olma şiarını yeniden inşa eden özel günlere sahibiz: Çanakkale Destanı gibi. Bunun meslek özelinde bir istisnası da Tıp Bayramıdır. Bu bayramı anlatmak için 19. YY başlarına doğru bir seyahat yapmak gerekir. Osmanlı tahtında II. Mahmut oturmakta ve imparatorluk tarihinin en zor zamanlarını yaşamaktadır. Sırp ve Yunan milliyetçileri isyan etmiş, Navarin'de İngiliz, Fransız ve Rus birleşik donanması Osmanlı'da mevcut tüm deniz gücünü yok etmiş, Mısır'da Kavalalı Mehmet Ali Paşa başkaldırmış, ordusu Kütahya önlerine kadar ilerlemiştir. İran'dan Fransa'ya geniş bir coğrafyada tüm bu sorunlarla baş etmeye çalışan II. Mahmut, temel sorunun köhnemiş devlet yapılanması olduğunu görmüş Batı teknik, kültür ve kurumlarından maksimum yararlanmak amacı ile reformları başlatmış, imparatorluğu modernleştirme çabasına girişmiştir. 1826 yılında Yeniçeri Ocağının kaldırılması gibi radikal dönüşümleri gerçekleştirirken, ilk nüfus sayımından posta teşkilatının kurulmasına kadar merkezi idare ve hükümet sisteminde de Avrupa tarzı bir teşkilat ve bürokrasi sistemi inşa etmiştir. Doğrusu Osmanlı dönemindeki batılılaşma sürecinin zirvesini II. Mahmut ıslahatlarında görmek mümkündür. Öyle ki muhalifleri daha o yaşarken kendisinden 'gavur padişah' olarak söz etmeye başlamışlardı! II. Mahmut, yaptığı reformların kalıcılığını sağlamanın en önemli yolunun, bunu kavrayacak nesillerin yetiştirilmesi ile mümkün olacağını düşünüyordu, bunun için de modern eğitim kurumlarını ihdas etti. Zorunlu ilk öğretim onun zamanında başladı, rüştiyeden üniversite seviyesindeki Mekteb-i Harbiyelere kadar modern eğitim kurumlarını açtı. İşte bu kapsamda  ülkemizdeki ilk modern tıp okulunun açılış fermanını yayınlama onuru da  II. Mahmut'a ait oldu. 14 Mart 1827'de 'Tıbhane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire' ismi ile vaka-i Hayriye diye bahsedilen reformlar kapsamında, ordu içinde artan cerrah ihtiyacını karşılamak için tıp okulunun ihdası gerekmişti. Şehzadebaşı'ndaki okulda, ilk zamanlar Hekimbaşı Mustafa Behçet ve Molla Abdullah denetiminde geleneksel medrese eğitimi yapılsa da 1836 yılında Gülhane'deki Otlukçu Kışlası'na taşınması ile 1839'da 'Mekteb-i Tıbbıye-i Şahane' adını aldı ve çağdaş batı müfredatına uygun eğitim yapmaya başladı. Kadrosu, Avusturya Joseph Tıp Akademisi'nden getirilen kurucu öğretim üyeleri Charles Ambroise Bernard ve Sigmund Spitzer ile zenginleşti. 1847'de Avrupa'da da geçerli bir tıp fakültesi hüviyeti kazandı, Cumhuriyet döneminde de (1933) ilk açılan üniversitenin tıp fakültesinin temelini oluşturdu, 1945'de açılan Ankara Tıp ve 1954'de açılan Ege Tıp fakültelerinin de nüvesini oluşturdu. Tıp Bayramı, ilk kez 1919’da tıbbiye öğrencileri tarafından kutlanmış, 1937 yılından itibaren de gelenekselleşmiştir. İlk kutlanışı ilginç ve hazin bir öyküdür. Birinci Dünya Savaşı yenilgisi sonrası İstanbul, 13 Kasım 1918'de işgal edilir ve önemli stratejik noktaları Fransız ve İngiliz askerlerince kontrol altına alınır. Halk büyük bir üzüntü içindedir. Süleyman Nazif, Hadisat Gazetesi’nde, bir yazı kaleme alır ve şehirdeki azınlıklar tarafından Fransız Generalinin İstanbul'a gelişinin sevinç gösterilerine neden olmasını 'kara bir gün' başlığı ile eleştirir. Yurtsever Tıbbiye-i Şahane öğrencileri de işgali protesto etmek için işgal komutanlığına başvuruda bulunur, ancak toplantı amacını okullarının 14 Mart’ta kuruluş yıl dönümünü kutlamak olarak bildirirler ve izin sonrası tüm öğrencilerin katıldığı bir büyük yürüyüş ile işgale karşı ilk kitle gösterilerinden birisini gerçekleştirirler. Günümüze geldiğimizde Türk tıbbı olarak, kuduz, kolera, veba aşılarını bularak tıp tarihindeki onurlu yerlerini kazanan L.Pasteur ve W.M.Haffkine gibi bilim insanlarının arasına Covid aşısı Biontech'i geliştiren iki Türk insanını yani Prof. Dr. Uğur Şahin ve Prof. Dr. Özlem Türeci'nin de kayıt edilmiş olmasının ve Nobel tıp ödülünü Aziz Sancar Hocanın almasının haklı gururunu yaşıyoruz. Küresel boyutta da 2024 Ekonomi Nobel ödülü alan Daron Acemoğlu'nun, bir konferansta belirttiği, yakın ve orta vadede, dünyayı dönüştürecek sağlıkla ilintili altı ana akım gelişme dillendiriliyor: Küresel iklim değişikliği, Yapay zeka ve bunun getireceği eşitsizlikler ile istihdam sorunları, demokrasi ve rejime dair krizler, makroekonomik sıkıntılar ve genel ekonomi ile ilgili değişikliklere ek olarak yaşlanan nüfus. Gerçi tarihin en büyük figürlerinden Büyük İskender 32 yıllık bir ömür sürmüştü. Fatih Sultan Mehmet de öldüğünde 49 yaşında idi. Napolyon 51, Atatürk ise 57 yaşında vefat etmişti. Aslolan, bir ömre kaç yılın sığdırıldığı değil, o ömürde kendiniz ve insanlık için ne yapabildiğinizle ilgili bir düşünce yapısına evirilmemiz herhalde! Dolayısı ile, Daron Hoca'yı kaygılandıran konuların en hafifi 'Yaşlanma" olmalı belki de! Bunların çoğu politika ve ekonomi ile ilgili neden sağlıkla ilintili diye soran okuyucularımız için Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) sağlık tanımlamasını burada tekrar edeyim: 'Sağlık hastalık taşıma ya da sakat olma halinden çok bedenen, ruhen ve sosyal olarak tam iyi olma halidir.'' Savaşlardan küresel iklim değişikliği ve habitat daralmasına, biyoçeşitliliğin sınırlanmasından yaşlanan nüfusa SARS-CoV-2 pandemisine kadar özveri ile çalışan tüm doktorların ve sağlık çalışanlarının onurlandırılması için "14 Mart'ın tüm ülkelerde tıp çalışanlarına yönelik özel bir gün olarak kutlanması" için Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Dünya Sağlık Örgütü Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'a birer mektup yazdım. Umarım, genel kabul görür ve tüm Dünyada 14 Mart Tıp Bayramı olarak kutlanır. Bu duygular ile ülkemizdeki 200 bine yakın tıp doktorunun bayramını kutlarım.